• Vazgeç
    Filtrele
Filtrele

PRESTİJ KİTAP MÜZAYEDESİ 3

200 adet değerli sanat, arkeoloji, koleksiyon ve tarih kitabının birarada olduğu müzayedemizdeki ürünlere 04.06.2023 PAZAR günü saat 21:00'a kadar internet sitemiz üzerinden pey verebilirsiniz. Aynı tarihte 21:02 itibariyle canlı müzayedemiz başlayacaktır.

!!! ÖNEMLİ !!! Komisyon oranı %20'dir. ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 7 İŞ GÜNÜDÜR.

Komisyon ya da vergi tutarları ile alakalı iadeler kesinlikle kabul edilmeyecektir, kuralların tamamı okunmuş kabul edilir.

  • Kategori: Kitap
Lot: 71 » Kitap

Balkon, fotoğraflar ve yazılar. ORHAN PAMUK. [CİLTLİ], STEIDLI, Almanya, 2018.

Yayıncısının özgün bez cildinde, metin ve görsel kısmı çok temiz durumda, 24x16 cm, renkli fotoğraflı, 199 sayfa. İngilizce. “Bu manzarada benim ruhsal durumumu yansıtan ve tarifi zor derin duygularımı gözler önüne seren bir şeyler var.”

- Orhan Pamuk

Yapı Kredi Kültür Sanat binasında açılan ORHAN PAMUK - BALKON FOTOĞRAFLAR sergisinde Orhan Pamuk’un evinin balkonundan çektiği, İstanbul’un sürekli değişen, incelikli manzarasını yansıtan 600’den fazla fotoğraf sergileniyor. Bu fotoğraflar, yazarın yoğun bir yaratıcılık dönemi olan Aralık 2012 ve Nisan 2013 arasında telefoto lensli dijital fotoğraf makinesiyle çektiği 8,500’den fazla fotoğraf arasından seçildi.

Pamuk’un her şeyden önce gözlerinin önündeki manzarayı “kaydetme” arzusuyla şekillenen bu çalışma, kentin, Boğaz’ın, Haliç’in, Marmara Denizi’nin, adaların, dağların, gemilerin, kuşların, sonsuz bir ışık ve ortam etkisiyle çerçevelendiği yoğun bir panoramik manzara oluşturuyor. Fotoğrafçılık tutkusunu ilk olarak gözlerinin önünde akıp giden güzelliği muhafaza etme, ikinci olarak da gördüğü her şeyi kaydetme merakı olarak tasvir eden yazar, ikinci hedefini tutturmanın imkansızlığını kısa sürede görmüş. Yazarın muhafaza etmeye çalıştığı bu güzellik, sergide yer alan fotoğraflarda açık bir şekilde görülüyor: Kentin ve suyun sürekli değişen hatları, doğunun cazibesiyle kaynaşan sanayi kentine özgü çizgiler, kırmızı, turuncu, parlak leylak rengi, mavi ve grinin her tonuyla aydınlanıyor.

Pamuk zamanla bu güzellikleri resmetme dürtüsünü sorgulamaya ve neden bu kadar yoğun bir şekilde – saatte yaklaşık yedi fotoğraf – fotoğraf çektiğini merak etmeye başlamış: Fotoğrafın görme biçimi üzerindeki etkisi nedir? Yazarın fotoğrafçılığıyla yazarlığı arasındaki ilişki nedir

Fotoğraf çekmek, beklenmedik bir şekilde, Pamuk’un edebiyat çalışmalarında karşılaştığı zorluklar karşısında duyduğu hüsranın şifası olmuş: “Manzaraya tekrar ve tekrar bakma daha doğrusu, fotoğraflarını çekme– ihtiyacı hissettim çünkü yazmakta çok zorlanıyordum.” Nihayetinde, “balkonumun manzarası beni sükunete ve içe bakmaya, somut dertleri bırakıp daha entelektüel uğraşlara eğilmeye davet ediyordu. [...] O andan itibaren, bir araya getirerek saklamak zorunda olduğum özelliklerle dolu bereketli, el değmemiş bir zemine dönüştü o manzara.”

Detaylar
Lot: 77 » Kitap

Kutsal Emanetler'in son seferleri - Geliştirilmiş 2. baskı. M. ŞİNASİ ACAR, ŞEYHMUS DİRİM. Ofset Yapımevi Yayınları, İst., 2019.

Sıfır Kitap. Yayıncısının özgün karton kapağında, çok temiz durumda, 28x22 cm, 230 sayfa, s/b ve renkli resimli. Fahreddin Paşa’nın Medine Savunması’na ve Kutsal Emanetler’e ilişkin bugüne kadar yazılan az sayıdaki eserleri iki grupta toplamak mümkündür: Biri daha çok konuyu askerî açıdan ele alan anı ve tarih ağırlıklı küçük boyutlu kitaplar, diğeri Yavuz Sultan Selim’den başlayarak Topkapı Sarayı Müzesi’nde toplanan eserleri tanıtan, bol resimli, büyük boyutlu ve lüks baskılı kitaplar. Her iki grupta da 1917’deki seferle ilgili doyurucu bir bilgi yoktur ve Fahreddin Paşa’nın gönderdikleri için –Medine’den geldiğini belirtmek dışında– aralarında herhangi bir ayrım yapılmamıştır. Oysa çok önemli bir fark vardır aralarında. Yavuz’dan başlayarak toplananlar, Hz. Muhammed’e, O’nun soyundan gelenlere, dostlarına, yakınlarına ve eski peygamberlere ilişkin kişisel eşya ve belgelerdir. Diğeri ise Hz. Peygamber’e büyük bir aşkla bağlanmış, O’na tutkun kişilerin O’nun türbesine hediye ettikleri (vakfettikleri, adadıkları, sundukları) eşyadır. İkinci gruptakiler yıllarca O’na komşuluk ettikleri için kutsallık kazanmışlardır. Bu nedenle kitap iki bölümden oluşmaktadır: “Emânât-ı Mübâreke”(Kutsal Emanetler) ve “Teberrükât-ı Vakfiyye”(Vakfedilmiş kutsal eşya).

Yavuz’un, Kutsal Emanetler’in çekirdeğini oluşturan ilk eşyayı İskenderiye’den 1517’de yola çıkardığını göz önüne alırsak, günümüze değin bu emanetler için 500 yıllık bir serüven söz konusudur. Kutsal Emanetler bu uzun sürenin son yüzyılı içerisinde, bir bölümünün Medine-İstanbul seferi dışında, toplu veya kısmî olarak iki Konya ve bir Ankara seferi yapmıştır. Kitapta –belgelere dayanarak– bu ilginç serüvenin detayları araştırılmış ve her iki gruptaki eşyanın ayrıntılı bir dökümü sunulmuştur.

Detaylar
Lot: 78 » Kitap

Fotografik düşünme tarihi. S. HALÛK UYGUN. Karahan Kitabevi, Adana, 2020.

Sıfır Kitap. Yayıncısının özgün karton kapağında, çok temiz durumda, 28x22 cm, 152 sayfa, s/b ve renkli resimli. İnsanoğlu mağara duvarlarına resim yapmaya, bir çok amacının yanında, iki şeyi önemseyerek başladı;
Birincisi; yaptığım şey, nesnenin doğadaki biçimine benzemeli...
İkincisi; yaptığımla duygu ve düşüncemi aktarabilmeliyim...
Antik dönem filozofları, birinciye “mimesis”, ikinciye “katharsis” ismini verdiler. Elli bin yıl önce mağara duvarlarına çizilmiş resimlere baktığımızda görüyoruz ki, mimesisi doğadaki nesnesini temsil edebilecek kadar beceriyle yapabilen insanlar çıktı. Baktığınızda ne güzel atlar veya aynı gergedan gibi olmuş diyebileceğiniz resimler çizdiler. Ama dikkat ediniz; onlara, “gergedan” demiyoruz, “aynı gergedan gibi olmuş” diyebiliyoruz ancak. Muhtemelen resimler ilk çizildiğinde, ressam ve izleyicileri de benzer düşünceye kapılmışlardır. Doğada
bir gergedanla karşılaştıklarında, bulundukları yeri değiştirip, gergedanın öbür yüzünü de görebilmelerine rağmen, duvardaki resmin arka tarafını göremediklerini düşünerek, bu tahmini yapıyorum. Bu tahminim doğru olmalı ki, sanat tarihi, iki boyutlu yüzeyde, zahiri de olsa üçüncü boyutu gösterebilme çabasıyla doludur. Bakınız tam burada bir düşünme faaliyeti başlıyor: “Benim iki boyutlu bir yüzeye çizdiğim şey, üç boyutlu dünyadaki gerçeğine ne kadar benziyor?” Aklına bu soru takılmış olanlardan bazıları, daha ileri düzeyde düşünmeye devam ederse, “gerçek nedir” sorusuna da bulaşabilirler. Bulaşmıştırlar da...

Detaylar
Lot: 80 » Kitap

Selim Melhame Paşa ve ailesi: Sultan 2. Abdülhamid'in hizmetinde. EROL MAKZUME. MB Basım, İst., 2019.

Sıfır Kitap. Yayıncısının özgün karton kapağında, çok temiz durumda, 26x21 cm, 239 sayfa, s/b ve renkli resimli. Yayıncılığın hoş bir cilvesi olarak bu son zamanlarda II. Abdülhamid’in yakın çevresinden iki şahsiyetin anıları peş peşe yayınlandı: Sadrazam Said Paşa ve Mabeyn ikinci kâtibi İzzet Paşa. Erol Makzume’nin büyük bir özveri ile hazırlamış olduğu Sultan II. Abdülhamid’in hizmetinde Selim Melhame Paşa ve Ailesi bir bakıma – her ne kadar bir otobiyografi de olmasa – bu üçlemeyi tamamlamakta. Zengin bir görsel malzeme ile desteklenmiş olan bu çalışma Selim Paşa’nın kardeşi Necip ve damadı – Osmanlı hizmetine girmiş olan İtalyan zabiti – Romei Paşa’yı da ele alarak 20 küsur senelik bir zaman dilimi içinde imparatorluğun sanayileşme çabalarına, dış siyaset sorunlarına ve iç asayiş meselelerine değişik bir açıdan ışık tutmakta. Makzume geniş bir kaynak yelpazesine ulaşarak Hamid dönemi bittiğinde yoğun bir şeytanlaştırılma sürecine (bunda belki ailenin Maruni kökenli olmasının da payı olabilmiştir) tabi tutulduktan sonra unutulmuş olan Melhame ailesini tekrar gün ışığına çıkartmakla bilim dünyasına bir kez daha önemli bir katkıda bulunmuştur. Melhame ailesi ister istemez, diğer bir Osmanlı Hristiyan ailesini akıllara getiriyor: Şamlı Katolik Franko ailesi. Müslüman memurlarının yabancılarla düşüp kalkmasını men eden Abdülhamid her iki aile fertlerinin gerek Beyoğlu Levanten cemiyetinde gerek sefaretler ortamında dolaşmalarına göz yumup kendisi için istihbarat toplamalarını temin etmiştir. Kendisini daha ziyade sanat ve resim konularındaki kitaplarıyla tanıdığımız Erol Makzume Melhame ailesi ile diğer sahalarda da aynı başarı ile kalem yürütebileceğini ispat etmiş oldu.

Detaylar
Lot: 85 » Kitap

70'li yıllarda Türkiye: sazlı cazlı sözlük, "Görecek günler var daha". DERYA BENGİ, [CİLTLİ ŞÖMİZLİ KUTULU] Yapı Kredi Yayınları, İst., 2018.

Sıfır Kitap.Yayıncısının özgün şömizli cildinde ve kutusunda, şömizinde küçük bir yırtık mevcut, haricen çok temiz durumda, 28x22 cm, 397 sayfa, s/b ve renkli resimli. “70’li Yıllarda Türkiye: Sazlı Cazlı Sözlük – “Görecek günler var daha””

70’li Yıllarda Türkiye: Sazlı Cazlı Sözlük, 70’li yılların Türkiyesi’nin ritmiyle salınan, şarkılı türkülü, sazlı cazlı bir sözlük. 1970’lerin birikimini anılarla, öykülerle, plaklarla dile getiriyor. Eski gazete ve dergi sayfalarını kılavuz edinerek, o günlerin lisanına, sesine, soluğuna sadık kalmaya, serüvenine ortak olmaya çalışıyor.

A’dan Z’ye, Abba’dan Zülfü’ye 70’li yıllar: Televizyon, Eurovision, korsan kasetler, Kıbrıs plakları, arabeskin kralları, Bodrum kaçamakları, Dilek Taşı, Cumartesi Gecesi Ateşi, politik pop, sıkıyönetimler, açık saçık filmler, Boğaz Köprüsü, futbol balesi, sütü seven kamyon şoförü, Batsın Bu Dünya, Yarınlar Bizim, 12 Mart’tan 12 Eylül’e bir başkadır benim memleketim…

Kitap adını bir şiirden ve bir şarkıdan aldı. Sabahattin Ali’nin 1933’te yazdığı dizeler, Kerem Güney’in hicaz bestesiyle 70’li yılların derdine derman, hislerine tercümandı: “Görecek günler var daha, aldırma gönül aldırma…”

Detaylar
Lot: 86 » Kitap

80'li yıllarda Türkiye: sazlı cazlı sözlük, "Yaprak döker bir yanımız". DERYA BENGİ, [CİLTLİ ŞÖMİZLİ KUTULU], Yapı Kredi Yayınları, İst., 2019.

Sıfır Kitap.Yayıncısının özgün şömizli cildinde ve kutusunda, çok temiz durumda, 28x22 cm, 416 sayfa, s/b ve renkli resimli. 80’li Yıllarda Türkiye: Sazlı Cazlı Sözlük – “Yaprak Döker Bir Yanımız”

Yapı Kredi Yayınları, Derya Bengi’nin hazırladığı dönem kitaplarına devam ediyor. Daha önce yayımlanan 50’li, 60’lı ve 70’li yıllar sözlüklerinden sonra bu yıl da tatlısıyla, acısıyla 80’ler Türkiyesi’ni anlatan “Yaprak döker bir yanımız” çıktı.

““Yaprak döker bir yanımız” – 80’li Yıllarda Türkiye: Sazlı Cazlı Sözlük” kitabı, A’dan Z’ye 1980’li yılların Türkiyesi’nin ritmiyle şarkılar, türküler mırıldanıyor. Müzikten yola çıkarak, siyasi ve kültürel boyutlarıyla bu ilginç dönemin labirentlerinde geziniyor, anılar ve anekdotlar derliyor. O günlerin bakışına, mizacına, lisanına, sesine sadık kalmaya, renklerini yansıtmaya, serüvenine ortak olmaya çalışıyor. Türkiye’nin her bakımdan belki de en süratli, fırtınalı yıllarını gözler önüne seriyor. 1980’li yıllar, o dönemin gazete, dergi, kitap, plak, kaset, televizyon yayınlarının rehberliğinde dile geliyor.

Derya Bengi’nin hazırladığı kitabın “Sazlı Cazlı Sözlük” olmasının nedeni, dönemin müzikleri üzerinden sosyal hayatı ele alması. Acısız Arabesk’ten Züğürt Ağa’ya, Ahmet Kaya’dan Müjde Ar’a, Madonna’dan Michael Jackson’a, Mazhar Fuat Özkan’dan Sezen Aksu’ya pek çok sanatçı ve eser kitabın ana malzemesini oluşturuyor. Öte yandan sosyal, siyasal, kültürel gelişmeleri de bu kitapta, hem de en renkli yönleriyle okumak mümkün: Bob Dylan, Joan Baez ve Miles Davis konserleri, video ve walkman çılgınlığı, nostalji salgını, breakdance, heavy metal, “E.T.”, “The Wall” ve “Dünyayı Kurtaran Adam” filmleri, “Firuze”, “Maskeli Balo” ve “Mavi Mavi” şarkıları, “Hisseli Harikalar Kumpanyası”, “Evita” ve “Şahları da Vururlar” gibi sahne eserleri, Kenan Evren, Turgut Özal, demokrasiye geçiş döneminin sancıları…
Derya Bengi, 80’li yılların çelişkilerle dolu alacalı bulacalı dünyasına girebilmek için, Ahmet Kaya’nın sesinden yankılanan Hasan Hüseyin dizelerine bir kez daha kulak vermeyi öneriyor: “Yaprak döker bir yanımız / Bir yanımız bahar bahçe.”

Detaylar
Lot: 92 » Kitap

Kitab-ı cihannüma 360 yıllık bir öykü = The book of cihannuma a 360-year-old-story. KÂTİP ÇELEBİ, İBRAHİM MÜTEFERRİKA, BÜLENT ÖZÜKAN, ORHAN KOLOĞLU, MUSTAFA KAÇAR, [CİLTLİ ŞÖMİZLİ NUMARALI SERTİFİKALI KUTULU], Boyut Yayın Grubu, İst., 2008.

Sıfır Kitap. Yayıncısının özgün şömizli numaralandırılmış sertifikalı cildinde ve çok şık kutusunda. Eski okuru adına düzenlenmiş özel imzalı numaralı sertifika belgesiyle. Çok temiz durumda. 35x35 cm, özel dokulu kağıdında, renkli resimli, 208 sayfa. Osmanlı döneminde 'Tarih, Coğrafya, Astronomi, Din ve Dil'e bakış... 1648 yılında Katip Çelebi tarafından yazılmaya başlanan, 1654 yılında Çelebi'nin eklemeler yaparak yeniden yazdığı ve 1732 yılında İbrahim Müteferrika'nın da eklemeleri ile Matbaa-ı Amire'de bastığı Kitab-ı Cihannüma 2011 yorumu ve biçimi ile Boyut Yayıncılık tarafından yeniden hayata geçirildi.

Astronomi ve coğrafya bilgilerinin yanı sıra sosyal bilimlere de geniş yer ayrılan "Cihannnüma"da kentlerin enlem ve boylamları, birbirlerine uzaklıkları, bölgelerde gerçekleştirilen üretim türleri, dönemin sanayisi, halkların din ve dilleri, hatta nüfusları erkek, kadın ve çocuk sayıları saptanmış olarak aktarılıyor. Katip Çelebi'nin iki, İbrahim Müteferrika'nın bir defa ele aldığı Kitab-ı Cihannüma, Boyut'un yenilikçi anlayışı ve özgün tasarımı ile aslından uzaklaşmaksızın ve fakat tarihi bilgileri anlaşılır kılarak, günümüz Türkçesi ve baskı teknolojisi kullanılarak yeniden yaratıldı.

Detaylar
önceki
Sayfaya Git: / 4
sonraki