Lügât-ı Çağatay ve Türkî-i Osmânî [Birinci Cilt], ŞEYH SÜLEYMAN EFENDİ BUHÂRÎ, (1821-1890), Mihrân Matbaası, İstanbul, AH 1228 [1882].

Yayıncısının özgün siyah cildinde, cilt üzeri ve içi yıpranmış haliyle, iç sayfalar ve metin kısmı temiz, 24x15 cm, Osmanlıca, 315, [5] sayfa. Cild-i evveli lügâtı hâvî ve cild-i sânîsi Asya-yı Vustâ akvâmının edebiyât ve durûb-i emsâliyle ahvâline dâirdir. Eserin bu nüshasına ÖZEGE kataloğu kaydı bulunamamıştır. Buharalı aristokrat bir ailede yetişen, din adamı, elçi, diplomat, sözlük yazarı kimlikleriyle tanınan
Şeyh Süleyman Efendi-i Özbekî el-Buhârî (1821-1890) kültürel ve siyasi hizmetlerinden dolayı pek
çok kaynakta sıra dışı bir derviş olarak nitelendirilmiştir. Edebiyata, dile ve folklora düşkün biri olan
Süleyman Efendi 1882 yılında Türk dilinin asıl edebî dili olarak Çağatay Türkçesini gören Tanzimat
aydınları arasında oldukça ses getiren Lugat-i Çağatay ve Türkî-i Osmânî adlı sözlüğü yazmıştır.
Sözlüğünde Nevâyî, Baykara, Lutfî, Agehî, Mûnis, Mir Haydar gibi tanınmış Çağatay şairlerinin
şiirlerinden yararlanan Şeyh Süleyman Efendi otuz üç madde başına tanık olarak kendi şiirlerinden
örnekleri sıralamış, şiirlerinde Nakşî mahlasını kullanmıştır.
Şeyh Süleyman Efendi’nin Lugat-i Çağatay ve Türkî-i Osmânî adlı eseri Osmanlı sahasındaki Doğu Türkçesine ait ilk basılı sözlük unvanını taşımaktadır. Yazarının Buharalı oluşu ve iddialı mukaddimesi ile Osmanlı aydınının kısa zamanda dikkatini çekmiştir. H. 1298 (1882) tarihinde İstanbul’da Mihran Matbaası’nda basılan eserin iç kapağında birinci cildinin sözlük olduğu, ikinci cildinde ise Orta Asya’daki Türk boylarının edebiyatı ve atasözlerine dair bilgilerin bulunduğu belirtilmiştir. Lugat-i Çağatay ve Türkî-i Osmânî ile ilgili tüm çalışmalar eserin birinci cildi esas alınarak hazırlanmıştır. Bu durum eserde bahsi geçen ikinci cildin hiç basılmadığını yani bitirilemediğini ya da kaybolma ihtimalini akıllara getirmektedir. Lugat-i Çağatay ve Türkî-i Osmânî’nin giriş bölümünde üç farklı mukaddime31 bulunmaktadır: Mukaddime, Mukaddime-i Çağatay, Müellifin Manzûme-i Çağatayî Mukaddimesi. İlk mukaddimede Şeyh Süleyman Efendi Çağatay Türkçesinin dünyadaki ana dillerden biri olduğunu, Orta Asya’daki kavimlerin bu dili konuştuğunu ifade etmiştir. Bu sebeplerle Osmanlı Türkçesinin aslı ve kaynağı olduğu için Çağatay Türkçesinin lâyıkıyla öğrenilmesinin lüzumunu açıklamaya gerek olmadığını belirtmiştir.