ÇOK NADİR - OSMANLI DÖNEMİ HEYKEL BÖLÜMÜNDEN MEZUN OLAN İLK KADIN RESSAM VE HEYKELTRAŞIMIZIN BABASINA İMZALI OTOPORTRESİ SABİHA ZİYA BENGÜTAŞ (1904-1992) - Otoportre

Duralite marufle edilmiş kağıda karakalem ve kuruboya
Şık çerçevesinde, 78 x 64 cm
"Babama yadigârımdır, Çarşamba, 14-9-1922, Büyükada" ithafı ile babası Kaymakam Ziya Bey'e imzalıdır
Sol alt köşede Osmanlıca imzalı, yüzeyde hafif hasar mevcuttur

Sanayi-i Nefise Mektebi'nin heykel bölümünden mezun olan ilk kadın sanatçı unvanlı Sabiha Ziya Hanım (soonradan Bengütaş), Şeyhülislam Ebülhayır Ahmet Efendi sülalesinden Kaymakam Ziya Bey ile Asime Hanım’ın üç çocuğundan ikincisi olarak dünyaya gelmiştir. İlköğrenimine Eyüp Sultan Reşadiye Numune Mektebi'nde başlamıştır. Babası Ziya Bey’in Şam’da görevlendirilmesi üzerine dört sene sonra ailesiyle birlikte Şam’a giden sanatçı, burada bir yıl Fransız Katolik Mektebi’nde okumuştur.

Ailesinin İstanbul’a dönmesinin ardından Büyükada’da yaşamaya başlayan Bengütaş, ilköğrenimini Köprülü Fuat Paşa Okulu’nda tamamlamıştır. Sanatçı, ailesinin lise eğitimini tamamlaması yönündeki ısrarlarına rağmen sanata olan eğilimi sebebiyle lise eğitimini bitirmeden 1919 yılında İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’ne girmiştir. Resim Bölümü’nde Feyhaman Duran’ın öğrencisi olarak başladığı eğitimini, ikinci sene girdiği bir modelaj dersinde kopya ettiği antik büstün heykeltıraş İhsan Özsoy tarafından takdir edilmesi üzerine Heykel Bölümü’nde sürdürmeye karar vermiştir.

Bengütaş yaşadığı bir hastalıktan dolayı heykel eğitimine iki yıl ara vermek durumunda kalsa da hastalığı süresince heykel sanatından kopmayarak 1922 yılında açılan Galatasaray Sergisi’nde bir büst sergilemiştir. Hastalığının ardından okuluna dönen Bengütaş, İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’nin kapatılarak Sanayi-i Nefise Mektebi’yle birleştirilmesiyle birlikte eğitimini Sanayi-i Nefise Mektebi’nde İhsan Özsoy’un üç erkek öğrencisi içerisinde tek kız öğrencisi olarak sürdürmüştür.

Bengütaş, 1925 yılında katıldığı üç yarışmanın yanı sıra Sanayi-i Nefise Mektebi heykeltıraşlık öğrencileri arasında Avrupa’ya gönderilecek öğrencinin belirlenmesi için yapılan sınavda da birinci olmuştur fakat kadın olması nedeniyle onun yerine ikinci olan Ratip Aşir Acudoğu[d] gönderilmiştir.[9] Bengütaş, 1926 yılında da Taksim Abide Komisyonu tarafından Taksim Meydanı’na Gazi Mustafa Kemal Paşa namına dikilecek heykelin heykeltıraşı Canonica’nın yanına gönderilecek sanatçının belirlenmesi için yapılan sınavda birinci olmuştur. Osman Nuri Ergin arşivinde yer alan 21 Mart 1927 tarihli, Canonica’ya ithafen Fransızca olarak yazılan mektupta Sabiha Bengütaş’ın birinci, Hadi Bara’nın da ikinci olduğu fakat Bengütaş’ın 22 yaşında genç bir kız olması nedeniyle evlenme ihtimalinin olabileceği belirtilmiştir. Başarabileceğinden kuşku duyulan Bengütaş, yine kadın olduğu için yurt dışına gönderilmek istenmemiştir fakat Atatürk’ün kadın hakları konusundaki fikrini en çok benimseyenlerin başında gelen dönemin Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati araya girerek sanatçının İtalya’ya, Pietro Canonica’nın yanına gönderilmesinin vekâletçe uygun olduğunu belirten evrağı imzalamıştır.

Sabiha Bengütaş, İtalya’ya gitmesinin ardından Canonica ile çok uzun süre çalışmamıştır.Canonica’nın Cumhuriyet Abidesi planlarını hazırlamış olmasından ve döküm kısmının teferruatının Bengütaş’ı ilgilendirmemesinden dolayı sanatçı, Roma Güzel Sanatlar Akademisi’ne yazılarak Ermenegildo Luppi’nin atölyesine devam etmiştir.

İtalya’daki çalışmasının ardından yurda dönen sanatçı, 1930 yılında Güzel Sanatlar Akademisi’nde düzenlenen Avrupa konkuruna katılmıştır fakat birinci olamamıştır. Çok yönlü bir sanatçı olan Bengütaş, meslektaşı Rezan Ramiz Hanım ile birlikte 1931 yılında düzenlenen güzellik yarışmasında jüri üyeliği de yapmıştır.

Yurda dönüşünün ardından yurt içinde çeşitli sergilere katılmaya devam eden Bengütaş, 1933 yılında Şair Abdülhak Hamit Tarhan’ın torunu Şakir Emin Bengütaş ile hayatını birleştirmiştir. Eşinin diplomat olması sebebiyle çeşitli dönemlerde yurt dışında ikâmet eden sanatçı, birçok müze ve galeri gezerek farklı ülkelerin sanat eserlerini ve sanat anlayışlarını yakından deneyimleme fırsatı elde etmiştir.[16] Eşinin görevi sebebiyle İtalya’da uzun yıllar yaşayan Bengütaş, meslek çalışmalarına burada da devam etmiştir. Eşinin Moskova’da görevlendirilmesi üzerine Moskova’da da bulunan sanatçı, 1938 yılında burada bir sergiye katılmıştır.