• Vazgeç
    Filtrele
Filtrele

Euphemia ART: Tablo, Özgün Baskı, Heykel ve Fotoğraf Müzayedesi 3

"Euphemia ART: Tablo, Özgün Baskı, Heykel ve Fotoğraf Müzayedesi 3" adlı yeni müzayedemize 16 Ekim 2022 Pazar günü saat 15:00'e kadar internet sitemiz üzerinden pey verebilirsiniz. 15:02 itibariyle canlı müzayedemiz başlayacaktır. Müzayede firmamız satıcılar ile aracılar arasında aracı olup alıcı tarafından kazanılan her ürünün komisyon oranı: %15'tir.

ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 7 İŞ GÜNÜDÜR.

Tüm ürünlerin kargoda taşıma esnasında oluşabilecek hasarın sorumluluğu tamamen alıcıya aittir. Müzayede firmamız bu konuda kesinlikle sorumluluk kabul etmeyecektir. Ödemeden hemen sonra ürünleri müzayede evimizden aldırabilirsiniz. Alıcı tarafından İstanbul dışından kazanılan ürünler, çerçevelerinden ayrılıp iki parça  halinde gönderilecektir. 

Müzayedemizdeki lotların her biri müzayede süresince müzayede evimizde görülüp incelenebilir.

SATILDI

Lot: 7 » Linol Baskı

TURGUT ZAİM (1906-1974) - "Gemide" 4/15 Linol Baskı

Kağıt üzerine linol baskı. 58x44 cm çerçeve; 44x29 cm resim alanı. - 1906 yılında İstanbul’da doğan Turgut Zaim, Kadıköy Saint Joseph Koleji’nden mezun olur. Güzel sanatlarla ilgili bir aile içinde büyüyen ressam için özellikle İtalya’da dokuz yıl resim eğitimi alan küçük dayısı Mehmet Fuat model olur. 1920 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi’nde (Güzel Sanatlar Akademisi) öğrenime başlar. Öğrencilik yıllarında Paris’e resim eğitimi için burslu olarak gönderilir, ama kısa bir süre sonra yurda döner. “Benim burada öğreneceğim bir şey yok” sözleri arkadaşları arasında Batı’yla ilişki kurmaya ilgisiz olarak yorumlanır. Yurda döndükten sonra geleneksel sanatlara yönelir. Turgut Zaim, Akademi’ye başladığı 1920’li yıllarda ilk tuval çalışmaları İstanbul ile ilgilidir. Özgün baskı resimde de ürünler veren Turgut Zaim 1930-31 yıllarından itibaren çinko ve linol baskı teknikleri ile 39 adet resim yapar. Bu çalışmalarındaki konu ve ele alış tarzı, diğer yaptığı resimlerden farklı değildir. Pastel, suluboya boya, yağlı boya resimleri dışında, çinko ve linol tekniğinde özgün baskı resimleri ile o dönemde Türkiye’de ilk ürün veren ressamlarımızdandır.

Turgut Zaim, Akademi’ye başladığı 1920’li yıllarda ilk tuval çalışmaları İstanbul ile ilgilidir. Ressamın anlatımıyla 15’i geçmeyen peyzaj nü resimlere gelince, o şöyle diyor: “Benim için önemli olan çıplak resim yapmaktan ziyade, yeni konuları ele almaktı. Çıplaklığın üzerinde durmayışım, modeli daima anatomik olarak ele alışımdan ileri geliyor. Manzara resimlerine gelince figürsüz olanları çok yalın buluyorum. Bu fikrim manzarayı hor gördüğüm anlamına gelmez, resimlerimde bu açıktır.”

Özgün baskı resimde de ürünler veren Turgut Zaim 1930-31 yıllarından itibaren çinko ve linol baskı teknikleri ile 39 adet resim yapar. Bu çalışmalarındaki konu ve ele alış tarzı, diğer yaptığı resimlerden farklı değildir. Pastel, suluboya boya, yağlı boya resimleri dışında, çinko ve linol tekniğinde özgün baskı resimleri ile o dönemde Türkiye’de ilk ürün veren ressamlarımızdandır.
Turgut Zaim, Türk geleneksel tiyatro örneklerinden olan orta oyunu ve onu seyreden insanları, titiz bir üslup, minyatürü hatırlatan bir disiplinle tasvir etmiş. Tüm yüzeye yayılan kompozisyonda, mavi, yeşil, turuncu, beyaz, kırmızı, siyah, sarı tonları en çok kullanılan renkler. Zaim, Türk minyatür resminin geometrik kompozisyon ve şematik figür esprisinden hareket etmiş, bu geleneksel biçimi çağdaş bir üslupta resmedebilmesinde gösterdiği ustalık ve özgünlükle, kendisinden önceki ve sonraki sanatçılardan ayrılan bir kişiliğe sahip olmuştur. 1939’dan sonra bazı D Grubu sergilerine katılır. Çok yönlü çalışmalar yapan Turgut Zaim, Orhan Veli, Ceyhun Atuf Kansu’nun kitapları için illüstrasyonlar dışında, Tezer Taşkıran’ın masal kitapları Dede Korkut Masalları ve Ahmet Kutsi Tecer’in Köroğlu kitaplarını resimler. Turgut Zaim’in yağlıboya resimlerinde farklı biçimler kullanmasına rağmen, renk tonu açısından minyatür resim sanatındaki renk anlayışına göndermeler vardır. Resimlerde çok büyük oranda açık-koyu (ton farkı) endişesi yoktur. Bunun sonucunda oluşan iki boyutluluk, bir yüzeyselleşme olarak algılanır. Genelde çok renkli olan Zaim’in resimlerinde büyük ölçüde yeşil-kırmızı, turuncu-mavi kontrast renklerin kullanıldığı ve bunların oran olarak büyük-küçük oluşunun bir başka zıtlığı meydana getirdiği gözlenir.

Detaylar

SATILDI

Lot: 17 » Mürekkep

İBRAHİM BALABAN (1921-2019) - 3 Temmuz 2001 "Desen - Gökçeada"

25x25 cm, çerçeveli. Kağıt üzerine mürekkep. - Balaban, Bursa Cezaevi’nde kendisinden 20 yaş büyük olan Nâzım Hikmet’la tanıştı. Onun desteği ve ilgisi sayesinde resim yeteneği ortaya çıktı ve gelişti. Nâzım Hikmet, Orhan Kemal’i hikâyeci, Balaban’ı ise ressam olarak yetiştirmek istiyordu. İbrahim Balaban cezaevinde resmin yanı sıra felsefe, sosyoloji, ekonomi-politik konularında pratik bilgiler edindi. Ressam, yedi yıl süren Nâzım Hikmet’li günlerini ileriki yıllarda yazdığı Şair Baba ve Damdakiler kitabında anlatmıştır. İstanbul Şehir Tiyatroları’nda sahneye konan “Aslolan Hayattır” adlı tiyatro oyununda ve “Mavi Gözlü Dev : Nâzım Hikmet” adlı sinema filminde (Yönetmen: Biket İlhan) bu kitaptan alıntılar vardır. Ayrıca kitabı yazar Haldun Çubukçu tarafından oyunlaştırılmış ve yönetmen Ayşe Emel Mesci tarafından sahneye konularak 2011 yılında Ankara Devlet Tiyatrosunda sahnelenmiştir.

Balaban, “Sanat yaşantının izdüşümüdür. Konu bir özdür, her öz kendi kabuğunu yapar. (Yani sanatsal biçimini oluşturur.) “ kuramını ortaya koymuş ve sanatını bu kuram üzerine oturmuştur. İlk sergisini 1953’te İstanbul’da, Fransız Kültür Merkezi’nde açtı. Sonraki yıllarda hem Türkiye’de, hem de yurtdışında pek çok sergi açtı. 1961’de Yeni Dal Grubu sergisindeki bir tablosundan dolayı yargılandı, ancak aklandı. Yine 1968’de Gazi Dergisi’nde basılan bir tablosundan dolayı yargılandı; ondan da aklandı. 1969’da Adana’da sergilediği resimleri saldırıya uğradı.

Resim eleştirmenleri kendisini “Anadolu insanının yaşamından ve halk efsanelerinden yola çıkarak toplumsal gerçekçi yapıtlar üreten ressam” olarak tanımlarlar. Balaban, sanat hayatını Dağınık, Nakışsı, Ağır Aksak, Oyuncaksı, Tutsak, Özgürlük gibi dönemlere ayırır. Önceleri köy yaşamının yoksulluğunu, köylü üretim araçlarını resmeden sanatçı, giderek destanlara, halk inançlarına, kahramanlarına, söylencelere, mitolojiye uzanır. Giderek kente göçü, kentteki yaşam ve demokrasi mücadelesini ele alır. Son dönemde Anadolu Erenleri ve Bereket Anaları’nı resimler.
Bugüne kadar ikibinden fazla tablo ve bunun birkaç katı desen üretti; kendisi aynı zamanda yazar olup, yayınlanmış 11 adet kitabı bulunmaktadır.

Detaylar
Lot: 23 » Özgün Baskı

ŞADAN BEZEYİŞ (1926-2017) - 1998 "İsimsiz" 48/125

87x70 cm, serigrafi - Rumeli, Üsküp göçmeni bir ailenin oğlu olarak 1926 yılında Adapazarı’nda doğdu. Babası hattat Abdullah Bey ve annesi Zümrüt Hanım’dır. Saraçhane İlkokulu, Cağaloğlu Ortaokulu ve Haydarpaşa Lisesi’nden sonra 1945 yılında girdiği İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü Nurullah Berk Atölyesi’ni 1951 yılında birincilikle bitirdi.

1952’de İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi (İDGSA – günümüzde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) tarafından Milli Eğitim Bakanlığı, İTÜ Rektörlüğü ve İtalyan Kültür Ataşeliği’nin ortak kararıyla, alanında uzmanlaşmak üzere Roma Güzel Sanatlar Akademisi’ne gönderildi. Bu akademinin Mimarlık Sanatları Yüksek Dekorasyon Bölümü’nden birincilikle mezun oldu ve 1954’te “Lodevole” (Üstat) akademik payesiyle ödüllendirilen Prof. Dr. Şadan Bezeyiş, yurda döndükten sonra resim ve heykel çalışmalarına başladı. Mimari dekorasyon alanında da serbest meslek uygulamaları yapan Bezeyiş, İTÜ Mimarlık Fakültesindeki görevine 1956 yılında başladı.

4 yıl sonra İtalya’da yürüttüğü doktora sonrası araştırmalarını tamamladı ve İTÜ Mimarlık Fakültesine öğretim üyesi olarak atandı. 1958 Uluslarararsı Venedik Bienali’nde Türkiye’yi temsil etti. İTÜ Güzel Sanat Bölümü ile Görsel ve Çevresel Sanatlar Dalı’na başkanlık yaptı.

“Çalışmalarımda hareket noktam, geleneksel sanatımızın köklerine dayanan çağdaş Türk sanatının ileri dizayn yapısı ve görümsel felsefesinden kaynaklanan Doğa, İnsan, Yaşam olgusunun görsel etkinliğini günümüz düzeyinde yeni ve özgün yorumuyla uzay kavramında vurgulamaktır.”

Detaylar

SATILDI

Lot: 24 » Özgün Baskı

ŞADAN BEZEYİŞ (1926-2017) - 1998 "İsimsiz" EA

87x70 cm, serigrafi - Rumeli, Üsküp göçmeni bir ailenin oğlu olarak 1926 yılında Adapazarı’nda doğdu. Babası hattat Abdullah Bey ve annesi Zümrüt Hanım’dır. Saraçhane İlkokulu, Cağaloğlu Ortaokulu ve Haydarpaşa Lisesi’nden sonra 1945 yılında girdiği İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü Nurullah Berk Atölyesi’ni 1951 yılında birincilikle bitirdi.

1952’de İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi (İDGSA – günümüzde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) tarafından Milli Eğitim Bakanlığı, İTÜ Rektörlüğü ve İtalyan Kültür Ataşeliği’nin ortak kararıyla, alanında uzmanlaşmak üzere Roma Güzel Sanatlar Akademisi’ne gönderildi. Bu akademinin Mimarlık Sanatları Yüksek Dekorasyon Bölümü’nden birincilikle mezun oldu ve 1954’te “Lodevole” (Üstat) akademik payesiyle ödüllendirilen Prof. Dr. Şadan Bezeyiş, yurda döndükten sonra resim ve heykel çalışmalarına başladı. Mimari dekorasyon alanında da serbest meslek uygulamaları yapan Bezeyiş, İTÜ Mimarlık Fakültesindeki görevine 1956 yılında başladı.

4 yıl sonra İtalya’da yürüttüğü doktora sonrası araştırmalarını tamamladı ve İTÜ Mimarlık Fakültesine öğretim üyesi olarak atandı. 1958 Uluslarararsı Venedik Bienali’nde Türkiye’yi temsil etti. İTÜ Güzel Sanat Bölümü ile Görsel ve Çevresel Sanatlar Dalı’na başkanlık yaptı.

“Çalışmalarımda hareket noktam, geleneksel sanatımızın köklerine dayanan çağdaş Türk sanatının ileri dizayn yapısı ve görümsel felsefesinden kaynaklanan Doğa, İnsan, Yaşam olgusunun görsel etkinliğini günümüz düzeyinde yeni ve özgün yorumuyla uzay kavramında vurgulamaktır.”

Detaylar

SATILDI

Lot: 33 » Fotoğraf

İZZET KERİBAR (1936-) - "Günbatımında Edirne Bedesten ve Selimiye Camii"

78x100 cm.
Çerçeveli.
Sanatçıdan imzalı - Fotoğraf sanatçısı. 1936 yılında İstanbul'da doğan İzzet Keribar, genç yaşından itibaren fotoğrafa karşı ilgi duydu ve 1957 de askerliğini yapmak üzere gittiği Kore'de, devamlı fotoğraf çekerek, tekniğini ve deneyimini geliştirdi.

Büyük bir aradan sonra, 1980 yılında, fotoğrafa tekrar yöneldi. O yıldan beri yurtiçinde ve yurtdışında fotoğraf amaçlı geziler düzenlemekte ve yoğun olarak fotoğraf üretmeye devam etmektedir. Sahibi olduğu Türkiye ve Dünya fotoğrafları arşivi, ülkemizin en önemlilerinden biridir.

İzzet Keribar, İFSAK'ın onur üyesidir. Uluslararası Fotoğraf Federasyonu tarafından 1985 yılında A. Fiap (Sanatçı), 1988 yılında da E. Fiap (Ekselans) unvanları ile onurlandırılmıştır. 1982 yılından beri, yurt içinde ve yurt dışında çok sayıda kişisel fotoğraf sergisi ve dia gösterisi gerçekleştiren Keribar, İfsak'ta fotoğraf kurslarında hocalık yapmakta, Türkiye'de yapılan fotoğraf yarışmalarının jürilerinde sık sık yer almaktadır.

1991 yılında Fransa Kültür Bakanlığı tarafından, Fransız Kültür Merkezi'ndeki etkinlikleri nedeniyle "Akademik Başarılar Şövalyelik" unvanı ile onurlandırılmıştır.

Aynı yıl National Geographic Traveler (USA) dergisinin Uluslararası Fotoğraf Yarışması'nda 16.000 fotoğraf arasından 2.liğe layık görülmüş, 1992 yılında İsrail'de yayınlanan "Jerusalem Post" gazetesinin "Kudüs" konulu fotoğraf yarışmasında ise 6.300 katılım arasından birinciliği kazanmıştır.

1993 yılında, Ballantine Whisky'lerinin organize ettiği Uluslararası Fotoğraf Yarışması'nda 2.cilik, 3.cülük ve bir mansiyon olmak üzere 13.000 katılım arasından 3 ödüle birden layık görülmüştür. 1997 yılında ise, Fuji Film'in düzenlediği “Avrupa Basın Fotoğrafları” yarışmasında, Avrupa Birinciliğini kazanmıştır. 2000 yılında bir kez daha, National Geographic Traveler dergisinin yarışmasında "Üstün Başarı" ödülü kazandı, 8 yıldan beri Türkiye'nin en önemli seyahat dergisi olan Atlas'ta, Skylife ve daha birçok dergide yazı ve fotoğrafları yayınlanmaktadır.

Detaylar
Lot: 38 » Pastel

HASAN RASTGELDİ (1945-) - 1990 "İsimsiz"

65x55 cm çerçeve; 40x31 cm resim alanı. Çerçeveli, fine art kağıt üzerine pastel boya. "Urfa doğumlu ressam, 1970 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü'nü tamamladı. Hamza İnanç ve Turan Erol Atölyeleri’nde eğitim aldı. Öğrencilik yıllarında katıldığı Devlet Resim ve Heykel Sergisi’nde eserleri sergilendi. Mezuniyetinin ardından Siirt Ortaokulu’nda resim iş öğretmeni olarak çalışmaya başlayan Rastgeldi, 1982 yılına kadar Urfa Kız Öğretmen Lisesi’nde çalıştı. Öğretmenlik yıllarında, resim çalışmaları yanında halk bilimleri alanında araştırmaları ve derlemeleri oldu. 1982 yılında Buca Eğitim Fakültesi Resim Bölümü’ne öğretim görevlisi olarak atandı. 1987 yılında lisansını tamamlayarak Sanatta Yeterlilik aldı. 1990’lı yıllarda Ege Üniversitesi Konservatuar’ında halk oyunları eğitimi verdi. Sahne dekorları ve kostümler tasarladı. Aynı dönemde çalıştırdığı okul ekipleriyle katıldığı uluslararası yarışmalarda ödüller kazandı. 1989 Yılında Salzburg Yaz Akademisi’ne giden sanatçı, Prof. Hans Baschang ile resim çalışmaları yürüttü. Bugüne kadar 60’ın üzerinde kişisel resim sergisi açtı. Yurtiçi ve yurtdışında yarışmalı sergilere, karma ve grup sergilerine katıldı. İtalya’da 2002 yılında “Floransa’nın imajı” konulu Caterina’de Medici yarışmasında, ikincilik ödülü kazandı. Sanat yaşamı boyunca çok sayıda ödüle layık görülen sanatçının eserleri, devlet kurumlarında, yurtiçi ve yurtdışındaki özel koleksiyonlarda bulunmaktadır. Hasan Rastgeldi, İzmir’deki atölyesinde çalışmalarını sürdürüyor."

Detaylar
önceki
Sayfaya Git: / 3
sonraki