ÖNEMLİ DUYURU:
159 adet değerli sahafiye ve nadir kitabın bir arada olduğu müzayedemizdeki ürünlere 18.06.2023 PAZAR günü saat 20:00'a kadar internet sitemiz üzerinden pey verebilirsiniz. Aynı tarihte 20:02 itibariyle canlı müzayedemiz başlayacaktır.
!!! ÖNEMLİ !!! Komisyon oranı %20'dir. ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 7 İŞ GÜNÜDÜR.
Komisyon ya da vergi tutarları ile alakalı iadeler kesinlikle kabul edilmeyecektir, kuralların tamamı okunmuş kabul edilir.
DSİ yeraltısuları faaliyetleri 1950-1959, DSİ YERALTISULARI DAİRESİ REİSLİĞİ, Doğuş Ltd. Şirketi Matbaası, Ankara, 1960
Yayıncısının özgün cildi içerisinde, çok temiz durumda, 22x16 cm, 111, [13], çok sayıda s/b ve renkli fotoğraf, katlanır harita sayfası, çok sayıda grafik sayfası, bir adet katlanır Hidrolojik Hareketler Şeması. Dönemine göre oldukça özenli hazırlanmıştır, içindeki resim ve fotoğraflar renklendirilmiştir. Nafia Vekâleti Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü Haritaları: Konya Ovasının Statik Seviye Haritası, Elazığ ve Uluova'nın Statik Seviye Haritası, Merzifon - Gümüşhacıköy Ovalarının Statik Seviye Haritası, Ereğli - Bor Ovalarının Statik Su Seviye Haritası, Acıpayam Ovası Ovalarının Statik Seviye Haritası, Palas Sarıoğlan Ovalarının Sondaj Kuyularına Göre Statik Seviye Derinliği Haritası (1959), Atabey Ovasının Statik Seviye Haritası, Çivril-Baklan Ovalarının Statik Seviye Haritası, Tavas Ovasının Statik Seviye Haritası, Kayseri Ovasının Sondaj Kuyularına Göre Statik Seviye Derinliği Haritası (Ekim 1958), Palas Sarıoğlan Ovalarının Sondaj Kuyularına Göre Statik Seviye Derinliği Haritası (Temmuz 1959), Burdur-Keçiborlu-Dombay Ovalarının 1958 Eylül ayı Statik Seviye Derinlik Haritası, Niğde-Misli Ovasının Sondaj Kuyularına Göre Statik Seviye Derinliği Haritası (Aralık 1958). Devlet Su İşlerinin faaliyetlerini ziyaretleri sırasında Celâl Bayar, su sıkıntısı çekilen köylerin durumu, Devlet Su İşlerinin faaliyetleri esnasında işçi ve personele ait fotoğraflar bulunmaktadır.
Share
Ask a question
Ask a question
FRANSIZCA TÜRK YAZARLAR ANTOLOJİSİ: Anthologie des écrivains turcs d'aujourd'hui, Direction générale de la presse au Ministère de l'Interieur, Devlet Basımevi, İstanbul, 1935.
Özgün karton kapağında, kapak kenarları yıpranmış harici çok temiz durumda, künye sayfasında Almanca ve Türkçe iki adet İstanbul Alman Lisesi kaşesi mevcuttur, 24x17 cm, Fransızca, 212, [4] sayfa. Yazarların biyografileri ve eserlerinden örnekler verilmiştir. Şâirler; Ahmed Hâşim, Yahyâ Kemâl, Ziya Gökalp, Kemaleddin Kâmi (Kamu), Faruk Nafiz, Nazım Hikmet, Ahmed Kutsi, Necip Fazıl, Behçet Kemal, Yaşar Nabi,Ahmet Muhip. Roman Yazarları; Yakup Kadri, Ömer Seyfettin, Refik Halit, Aka Gündüz, Reşat Nuri, Mahmut Yesari, Sadri Ertem, Peyami Safa. Deneme Yazarları; Falih Rıfkı Atay, Ruşen Eşref, Ahmet Haşim. Tiyatro; Reşat Nuri, Cevdet Kudret, Vedat Nedim Tör.
Share
Ask a question
Ask a question
AMERİKA'NIN GÜÇLÜ BİNEK ATLARI: The horse America made, LOUIS TAYLOR, American Saddle Breeders Association, Louisville, 1944.
Yayıncısının özgün dokulu bez cildinde, cilt üzerinde ve sırtında kabartma ile kitap adı basılıdır, 24x16 cm, İngilizce, xvi, [4], 243 sayfa, çok sayıda s/b fotoğraf.
Share
Ask a question
Ask a question
SİNEMA / GIALLO TÜRÜNÜN YENİDEN KEŞFİ: Giallo scrapbook, PAUL J. BROWN, NIGEL J. BURREL, Midnight Media, England, 2008.
Özgün karton kapağında, çok temiz durumda, 21x15 cm, İngilizce, 42 sayfa, çok sayıda renkli fotoğraflar. Giallo türünde 40 film incelemesi: all the colours of the dark, a bay of blood, bird with the crystal plumage, black belly of the tarantula, a blade in the dark, blood and black lace, bloodstained shadow, the card player, case of the bloody iris, case of the scorpion's tail, cat o'nine tails, the cat's victims, death laid an egg, death wlaks at midnight, deep red, don't torture a duckling, eyeball, five dolls for an august moon, gently before she dies, the girl who knew too much, the killer must kill again, knife of ice, lizard in a woman's skin, murder-rock, my dear killer, new york ripper, the night evelyn came out of the grave, opera, schoolgirl killer, seven bloodstained orchids, sleepless, spasmo, stagefright, strip nude for your killer, tenebre, torso, trauma, what have they done to your daughters?, what have you done to solange?, who saw her die? 1970'lerde İtalyan sineması ile başlayan daha sonra Hollywood'a da esin kaynağı olan giallo türü 2000'lerde DVD filmlerin yaygınlaşmasıyla yeniden keşfedildi. Gerilim ve korku türlerinin bir alt türü olarak bilinen giallo, temelde İtalyan sinemasından çıkmış bir terim. Genellikle kanlı ve gizemli cinayetler ve şiddet olaylarına odaklanan giallo filmleri, psikolojik gerilim ve korku arasında gidip gelen, özellikle de ayırt edici görsel dokusuyla öne çıkan bir estetiğe sahip. Dario Argento’nun yanı sıra Mario Bava, Sergio Martino, Lucio Fulci ve Luciano Ercoli gibi yönetmenlerin de filmleriyle şekillendirdiği tür, 1960’ların sonlarına doğru ortaya çıkıyor ve 1970’lerde altın çağını yaşıyor. Daha sonraları ise özellikle Amerika’da 70’ler ve 80’lerde ortaya çıkan ve yine şiddeti temsil biçimiyle büyük tartışmalara neden olan slasher türüne ilham veriyor. Giallo filmleri, genellikle bir gizemi ya da bir cinayeti aydınlatmaya çalışan bir dedektif, yazar, gazeteci ya da benzer bir araştırmacı figüre odaklanır. Ancak bu araştırma sürecinin klasik anlamıyla herhangi bir suç filminden farkı, gizemin çözülüp çözülmemesinin pek de bir öneminin olmayışıdır. Gizemi bir amaçtan çok araç olarak gören giallo, çoğunlukla erotizm ve şiddetin, tuhaf dekor ve mekânlarla bir araya geldiği bir dünya kurar. Doygun, yapay renk paleti ve şok etmeyi amaçlayan hızlı kurgusuyla bir duygunun ve atmosferin peşinden giden giallo filmlerinde, katilin çarpık zihninin ya da ona karşı duyulan korkunun bir dışavurumuna tanık oluruz. Bu nedenle aynalar, kırık camlar ve benzer parçalanmış imgeler filmlerin mizanseninde büyük yer kaplar. Giallo’daki kamera kullanımı ise çoğunlukla seyirciyi sürekli olarak diken üstünde tutacak şekilde tasarlanmıştır. Keskin bakış açısı (point of view) çekimleri kullanan ve röntgenci bir bakışı taklit eden kamera hareketleriyle tekinsiz bir hissin peşinden gider filmler. Kimi zaman katilin kendisi çıkan, ancak genellikle anonim kalan bir göz tarafından izleniyormuşuz hissi filmin dokusuna işlemiştir. Bu nedenle estetik olarak delilik ve paranoya temalarının yanı sıra kimlik karmaşası ve yabancılaşma gibi meselelere de oldukça uygun bir tür haline gelir giallo. Filmlerin dışavurumcuya kayan, kimi zaman gerçeküstü yerlere savrulan aşırı estetiği; gerçekçi olarak temsil edilemeyecek kadar dehşet verici bir suçun, şiddetin ve ruh halinin sinematik bir temsili haline gelir. Hem karakterin hem de seyircinin algılarının birbirine karıştığı, hafızanın güvenilmezliği ve belirsizliğinden beslenen, rüyayla kabus arası bir atmosferin içinde kaybolur seyirci.
Share
Ask a question
Ask a question
İLK BASKI / SİNEMA: Kieslowski on Kieslowski, KRZYSZTOF KİEŚLOWSKI,(1941-1996), Editör: DANUSIA STOK, Faber and Faber, London, 1993.
Özgün karton kapağında, künye sayfasında okuyucu notu mevcuttur harici çok temiz durumda, 22x14 cm, İngilizce, xxiii, 268 sayfa, çok sayıda s/b fotoğraf. Unutulmaz “Üç Renk” üçlemesi dahilinde çektiği “Beyaz”, “Kırmızı” ve “Mavi” filmleriyle, keza “Aşk Üzerine Kısa Bir Film” ve “Öldürme Üzerine Bir Film” gibi büyük yankı yapmış çalışmalarıyla sinemaseverlerin gönlünde taht kurmuş olan Kieslowski, Danusia Stok’la yaptığı uzun söyleşiler sonucu hazırlanan bu kitapta, çocukluğundan son günlerine kadar Polonya’daki hayatını, ‘halk demokrasisi’ döneminde ülkesindeki sinema ortamını ve sanatının olgunluk dönemiyle sinema anlayışının kilit önemdeki esaslarını anlatıyor… ---Biyografi-Sinema Tarihi--
Share
Ask a question
Ask a question
İLK BASKI / SİNEMA: Ingmar Bergman: The art of confession, HUBERT I. COHEN, Twayne Publishers, New York, 1993.
Yayıncısının özgün şömiz ve cildinde, çok temiz durumda, 23x15 cm, İngilizce, xxii, 507, [12] sayfa, çok sayıda s/b fotoğraf. Bergman'ın filmlerini günah çıkarma sanatı olarak inceleyen Hubert Cohen'in biyografik-analitik çalışması, İsveçli yönetmenin bireysel filmlerine ve aralarındaki ilişkilere dair içgörülerle dolu, kapsamlı ve anlayışlı bir genel bakış sunuyor. İsveçli oyun yazarı ve film yönetmeni Ingmar Bergman, (1918- 2007) bir Protestan rahibin çocuğu olarak İsveç’te doğdu. Karamsar filmleriyle tanınan Bergman, modern sinemanın en büyük yönetmenlerinden biri olarak kabul edilir. “Filmi bir rüya olarak görmek, filmi bir müzik parçası olarak görmek. Sinema dışında başka hiçbir sanat, ruhumuzun karanlık odalarına ulaşıp hislerimize bu denli hitap ederek vicdanımıza dokunamaz. İçimizdeki gölgeler, şeytani varlıklar sayısızdır, en olmadık zamanlarda zihnimize üşüşürler, panik ve terör yaratırlar. Ne var ki, bu olumsuz kuvvetlere hükmedip onları kendime avantaj yaratacak şekilde kullanmayı öğrendim. Umut hiç beklenmedik yerlerde yetişebilir.”
— Ingmar Bergman ---Biyografi--Sinema Tarihi---
Share
Ask a question
Ask a question
SİNEMA: Lars von Trier: Interviews, JAN LUMHOLDT, University Press of Mississippi, Jackson, 2003.
Özgün karton kapağında, çok temiz durumda, 23x16 cm, İngilizce, xliv, 218, [2] sayfa. Sıradışılığı ve bir nevi 'deliliği'yle bilinen ünlü yönetmen Lars von Trier'in bu söyleşileri, onun arkadaşlarıyla birlikte sinema okulundaki çalışmalarından son filmlerine kadar bütün yapımlarıyla ilgili en merak edilen noktaları ortaya koyup, yönetmenin 'sarsıcı', 'rahatsız edici', 'put kırıcı' anlayışını sergiliyor... --Biyografi--Sinema Tarihi--
Share
Ask a question
Ask a question
KAMERANIN İCADINDAN VİETNAM SAVAŞINA BELGESELİN TARİHİ: Documentary: A history of the non-fiction film, ERIK BARNOUW, Oxford University Press, New York, 1977.
Özgün karton kapağında, kapak üzerinde yıpranmalar mevcuttur, harici temiz durumda, 21x14 cm, İngilizce, vi, [4], 332 sayfa, çok sayıda s/b fotoğraf. Belgesel filmler ve film yapımcılığı üzerine bu klasik çalışma, türün 1895'ten günümüze belgesel tarihini araştırıyor. Yirminci yüzyılda sayısız toplumsal altüst oluşla birlikte, belgeseller uluslararası bir rönesans yaşadı; burada Barnouw belgeseli tamamen yeni bir siyasi ve sosyal iklimin ışığında ele alıyor. En son film yapım teknolojisini ve video kasetlerin ve televizyonun belgesel yapımında yarattığı etkileri de inceliyor. Ve önceki baskılarda olduğu gibi, Belgesel de yazarın dünya çapında yaptığı seyahatler sırasında toplanmış, çoğu ender bulunan fotoğraflarla dolu. Louis Lumiere'in ilk çabasından Shoah gibi son zamanların dönüm noktası olan yapımlarına kadar belgeselin tüm seyrini kapsayan bu kitap, sanat ve gerçekliğin benzersiz bir karışımının artan önemini tüm film severler için erişilebilir ve anlaşılır kılıyor.
Share
Ask a question
Ask a question
Theorizing documentary, MICHAEL RENOV, Routledge, New York, 1993.
Özgün karton kapağında, çok temiz durumda, 23x16 cm, İngilizce, viii, [2], 260, [2] sayfa. Theorizing Documentary (Kuramsal Belgesel), önde gelen eleştirmenler ve teorisyenlerin orijinal makalelerini sunarak şu soruları ele alıyor: Kurgusal olmayan ne kadar kurgusaldır? Belgesel filme tarihi gerçek olarak güvenebilir miyiz? Temsili biçimler, toplumsal-tarihsel olguların yerini ne ölçüde alabilir? Bir kültür (veya alt kültür) bir başkası için tercüme edilebilir mi? Belgesel özgünlük standartları zaman içinde nasıl değişti? Katkıda bulunanlar: Paul Arthur, Bill Horrigan, Ana López, Bill Nichols, Michael Renov, Philip Rosen, Susan Scheibler, Trinh T. Minh-ha, Brian Winston. ---Sinema Tarihi-Belgesel-Eleştiri-Makale---
Share
Ask a question
Ask a question
Practices of looking: An introduction to visual culture, MARITA STURKEN, LISA CARTWRİGHT, Oxford University Press, New York, 2004.
Özgün karton kapağında, künye sayfasında ve ilk beş sayfada kurşun kalem ile okuyucu notları mevcuttur, harici çok temiz durumda, 25x18 cm, İngilizce, [10], 385 sayfa, çok sayıda s/b fotoğraf. "Practices of Looking: Görsel Kültüre Giriş", görsel kültürün günlük hayatımızdaki önemini ve iletişimdeki rolünü keşfeden bir kitaptır. Marita Sturken ve Lisa Cartwright, akademisyen aynı zamanda görsel kültür ve iletişim alanında uzmandır.
Kitap, çeşitli görsel medya formlarını yorumlama ve bu medyalarla etkileşime girme şeklimizi kapsamlı ve ilgi çekici bir şekilde ele almaktadır. Görsel teknolojilerin çevremizi anlama, iletişim kurma ve etkileşime geçme şeklimizi nasıl şekillendirdiğini inceler. Yerel ve küresel düzeyde fikirlerin, bilginin ve siyasetin görseller aracılığıyla nasıl dolaştığına odaklanırken, görsel kültürün çağdaş toplumda yaygın etkisini vurgular.
Sturken ve Cartwright, görsel analize farklı yaklaşımları inceleyerek ve temel teorileri ve kavramları tanıtarak okuyuculara, günlük hayatımızın görme pratiklerine ve günlük karşılaştığımız görsellere nasıl anlam vereceğimize dair araçlar sunar. Kitap, görsellerin sadece temsil olmadığını, algılarımızı, ifadelerimizi ve öğrenme süreçlerimizi şekillendirmedeki etkin rolünü kabul eder.
Genel olarak, "Practices of Looking", görsel kültürü daha derinlemesine anlamak, çağdaş toplumdaki önemini ve görsel dünyamızı nasıl keşfettiğimizi ve anlam çıkardığımızı anlamak isteyen öğrenciler, akademisyenler ve herkes için değerli bir kaynak olarak hizmet eder.
Share
Ask a question
Ask a question
In theory: Classes, nations, literatures, AIJAZ AHMAD, Verso, New York, 1994.
Özgün karton kapağında çok temiz durumda, 24x16 cm, İngilizce, vi, 358 sayfa.
Share
Ask a question
Ask a question
The Mediterranean in politics, ELIZABETH MONROE, (1905-1986), Oxford Universty Press, London, 1938.
Yayıncısının özgün kırmızı bez cildinde, çok temiz durumda, 23x15 cm, İngilizce, ix, [2], 259 sayfa, 4 adet harita sayfası.
Share
Ask a question
Ask a question
Franc̜ais & Russes: Moscou et Sévastopol, 1812-1854, ALFRED RAMBAUD,(1842-1905), Berger-Levrault et Cie., Paris, 1877.
Yayıncısının özgün yeşil bez cildinde, kitap sırtı altın yaldızla klişelenmiş, ciltte hafif renk değişimleri, kapak içinde yıpranma mevcuttur, künye sayfasında ve bazı iç sayfalarda "Özel Beyoğlu Musevi Lisesi Kitaplık" kaşesi ve L'Amice - Constatinople" kaşesi mevcuttur, harici temiz durumda, 18x13 cm, Fransızca, xxx, 409 sayfa.
Share
Ask a question
Ask a question
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU ÇİZİMİ KAPAK VE İÇ DESENLİ / 1940'LARIN İSTANBUL'U: Plaisir d'Istanbul, GENTILLE ARDITTY-PULLER, Hachette, [Istanbul], [1957].
Özgün karton kapağında çok temiz durumda, 20x14 cm, Fransızca, 233, [6] sayfa, s/b desenli, kapak ve iç sayfa çizimleri Bedri Rahmi Eyüboğlu. Lui Zelliç Matbaası Ltd.İstanbul. Yahudi Kökenli Türk yazar Gentille Arditty Puller; Selanikli, köklü ve zengin bir ailenin tek kızıydı. Ailesi, Saray ve İpek Sinemaları’nın sahipleriydi. Gentille, 1913 yıllında İstanbul’da dünyaya geldi. Fransızca eğitim alan ve çok iyi piyano çalan genç kız, sanatla yakından ilgileniyordu. Rafael Puller ile dünya evine girdikten sonra Tünel’e yerleştiler. Evlerinde küçük bir ‘kültür salonu’ yarattıkları söylenir. Çocukları olmayan çift, sık sık Fransa’ya seyahat ederdi. Gentille Arditty Puller, uzun seneler boyunca Albert Karasu’nun Fransızca gazetesi ‘Le Journal de l’Orient’da günlük yazılar yazdı. Yazdığı birçok roman, Fransız ‘Nouvelles Editions Latines’ basımevi tarafından yayınlandı. Ne yazık ki, yazar 1957’de kansere yenik düşerek, erken yaşta vefat etti. Türkiye'de yaşadığı halde Fransızca yazmış ve Türk dilinde eserleri yayımlanmamış bir edebiyatçıdır. Genç yaşta ölen Puller, Turing dergisinde ve dönemin Fransız dilindeki basınında (Örneğin Le Journal d'Orient) yazıları sürekli çıkmış ve muhtelif şiir ve romanlarıyla ki bir bölümü Fransa'da yayımlanmıştır, en velût yazarlardan biri olmuştur, ancak içerik olarak popüler türde eserler vermiş ve geride çok fazla kalıcı bir yazın ürünü bırakmamıştır. Fransızca yazan yabancı dilde öğrenim yapan okullardan mezun olup günlük yaşamlarında sürekli Fransızca konuşan, sosyal çevreleri de ya Yahudi ve/veya sadece yabancı ve Levantenler'den oluşan Yahudi burjuvazisinin seçkinlerinden oluşmuştur.
‘Plaisir d’Istanbul’ (İstanbul Keyfi), yazarının adı ise Gentille Arditty Puller. Kitap, 1941’de Nouvelles Editions Latines tarafından yayınlanmıştır.
Share
Ask a question
Ask a question
BATILILAR TARAFINDAN OSMANLILAR HAKKINDA KALEME ALINAN İLK ESERİN TIPKIBASIMI: Petit traicté de l'origine des Turcqz par Théodor Spandouyn Cantacasin, THEODORE SPANDOUYN CANTACASIN, (14??-1538), [Editör: CHARLES SCHEFER, Ernest Leroux, Paris, 1896], Başnur Matbaası, Ankara, 1971.
Yayıncısının özgün cildinde, çok temiz durumda, 18x14 cm, Fransızca, lxxvii, 398 sayfa, 7 adet s/b resim sayfası. Eserin Fransızca Schefer tarafından 1896’da hazırlanan tercümesinin 1971 tıpkıbasımıdır.
Fransızca tercümesinin Schefer tarafından hazırlanan yeni baskısı Petit traicté de l’origine des Turcqz adıyla 1896 yılında Paris’te yapılmıştır. Bu baskıda metne Schefer’in çok âlimane bir üslûpla, fakat metotsuz, çapraşık ve zor anlaşılır biçimde yazdığı yetmiş yedi sayfalık bir önsöz ile çeşitli notlar ve F. Antoine Geuffroy’un (Geuffré) ilk baskısı 1542’de yapılan Description de la court du Grand Turc adlı kitabından alınan Türkler’in fetihlerine dair bir bölüm de eklenmiştir.
Cantacasin İstanbul’a yaptığı birinci seyahatinin arkasından yazdığı Türkler hakkındaki kitabının 1519’da yayımlanan Fransızca tercümesinde, bu eseri kardeşinin mallarını kurtarmak için gittiği İstanbul’da hazırladığı ve bu hususta Osmanlı Devleti’nin ileri gelenlerinden iki kişinin kendisine yardımcı olduğu bildirilmektedir. Kitabın yeni baskısını yapan Ch. Schefer’e göre bu iki kişi Mesih Paşa (ö. 1501) ile Hersekzâde Ahmed Paşa’dır (ö. 1517). Ancak bu tahminlerden Mesih Paşa ile ilgili olanı doğru değildir. Çünkü Cantacasin İstanbul’a bu vezirin ölümünden sonra gitmiştir. Kitabın orijinal İtalyanca metni iki defa basılmıştır. İlk baskı Theodoro Spandugnino della casa regale de Cantacusini, ...delle historie et origine de principi di Turchi, ordine della corte, loro rito et costumi... (Kantakuzenos hânedanından Theodoro Spandugnino’nun Türkler’in tarihi ve hükümdarlarının menşei ile saraylarının nizamı, örf ve âdetleri hakkında...) başlığını taşımaktadır (Lucca 1550). İkinci baskı ise bir yıl sonra daha değişik bir biçimde ve metni biraz farklı olarak Floransa’da yapılmıştır. İtalyanca baskılarda, Cantacasin’in 1538’de kitabının sonuna eklediği, Mısır’da Ahmed Paşa’nın (Hain) isyanından (1524) V. Charles’ın Cezayir seferine (1535) kadar geçen dönemi içine alan bir zeyil de yer almaktadır. Yazma nüshası Paris’te Bibliothèque Nationale’de bulunan bu zeyilde Safevî Hükümdarı Şah İsmâil ile oğlu Şah Tahmasb’a da birkaç sayfa ayrılmıştır.
Schefer’in yayımladığı şekliyle Cantacasin’in kitabı iki bölümden meydana gelmektedir. Bunların birincisi, Osmanlılar’ın tarih sahnesine çıkışlarından II. Bayezid devrinin sonlarına doğru 1510 yılına kadar geçen olayları anlatan özet halinde bir tarihçedir (s. 1-55). Çok daha geniş olan ikinci kısımda ise (s. 55-264) Osmanlı devlet idaresi ve saray düzeni hakkında bilgiler verilmiştir. Türkçe ad ve unvanlar çok bozuk bir imlâ ile Rumca’yı andırır biçimde yazılmış olmakla beraber (meselâ casnatarbassi=hazinedarbaşı, spacoillains=sipahioğlanı, sillictarbassi=silâhdarbaşı ve allophasotbassi=ulûfecibaşı gibi) kitabın bu kısmı konu itibariyle daha önemlidir. Bu bölümde önce devlet teşkilâtındaki bütün makamlarla saray hizmetlileri hakkında kısa bilgiler verilmiş, daha sonra kıyafetler, oruç, hac, kadılar, dinî görüşler, nikâh, sünnet, okul, kurban gibi konular üzerinde durulmuştur. En sonda da Türkler’in yiyecekleri, cenaze törenleri, mezarları vb. hakkında açıklamalar yapılarak XVI. yüzyıl başlarındaki Türk hayatı bir yabancının görebildiği kadarıyla Batı insanına anlatılmaya çalışılmıştır.
Cantacasin’in kitabı, Schefer’in bol hâşiyelerine rağmen yeniden işlenmesi gereken önemli bir kaynaktır. Fransa ve İtalya’daki bütün yazma ve basma nüshalar gözden geçirilerek hazırlanacak tenkitli bir baskı, Osmanlılar’ın erken dönemlerinde Türk devlet teşkilâtı ile günlük hayatın Batılılar tarafından nasıl görüldüğünü ortaya koyacaktır.
Share
Ask a question
Ask a question
BAKÜ BASKISI / ATATÜRK BİYOGRAFİSİ: Mustafa Kamal Atatürk (Portret Çizgileri), NAZİR [SURXAY OĞLU] AHMEDLİ , Azerbaycanda Atatürk Merkezi, Bakı, 2002.
Özgün karton kapağında, çok temiz durumda, 21x15 cm, Azerbaycan Türkçesi, 218 sayfa, çok sayıda s/b fotoğraf ve resim, ilk baskı.
Share
Ask a question
Ask a question
TAŞKENT BASKISI / ATATÜRK BİYOGRAFİSİ: "турк халқининг буюк фарзанди, Отатурк" [Türk halkının büyük evladı, Atatürk], Öz- Silm Özbek Türk Liseleri, Taşkent, 1998.
Özgün karton kapağında çok temiz durumda, 20x18 cm, Özbek Türkçesi [Kiril], 292 sayfa, ilk baskı. Türkiye Cumhuriyetinin 75. yılı dolayısıyla Özbekistan'ın başkenti Taşkent'de basılan Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı ve inkılapları ele alınmıştır.
Share
Ask a question
Ask a question
İHAP HULÛSİ [GÖREY] ÇİZİMİ ZİRAAT BANKASI REKLAMLI: Karınca "Türk Kooperatifçilik Cemiyetinin Aylık Dergisi" Mayıs 1937 Sayı34-36, Cumhuriyet Matbaası, İstanbul, 1937.
Özgün karton kapağında, kapak üzerinde yıpranmalar mevcuttur, harici çok temiz durumda, 28x21 cm, 10, [4], 71 sayfa, çok sayıda s/b fotoğraf. Derginin kapak görselinde Samsun Atatürk anıtı, iç sayfalarda İsmet İnönü'nün dergiye ithaflı imzalı fotoğrafı, arka sayfada tam boy İhap Hulûsi çizimi, elinde piposu ve banka kumbarasıyla birlikte çiftçi bulunan Türkiye Ziraat Bankası reklamı bulunur. Dergideki yazılar: Ankara Halkevinde bir gece; İsmail Müştak Mayakon,
Başvekilimiz İsmet İnönü Karabük demir ve çelik fabrikalarını açarken büyük bir nutuk söyledi, Türk Kooperatifçilik Cemiyeti kongresinde B. Celal Bayarın önemli söylevi,
Köylü kalkınmasının kuvvetli manivelâsı: Kooperatifler; Yunus Nâdi,
Rayfayzen (Raiffeisen) Kooperatifleri; Kerim ömer Çağlar,
(Türk Kooperatifçilik Cemiyeti) nin yedinci yıllık kongresi,
Genel Sekreter Alâeddin Cemil Topcubaşı'nın Kooperatif durumu hakkındaki raporu,
Türk Kooperatifçilik Cemiyetinin İdare Heyeti Raporu Tazim telgraflarımız Kongreye Kooperatiflerden gelen cevaplar ve dilekler,
(Ankara Bahçeli Evler Yapı Kooperatifi)nin yıllık kongresi,
Ankara Bahçeli Evler Yapı Kooperatifi Şirketinin 1936 senesine ait bilânçosu Büyüklerimize çekilen tazim telgrafları.
Share
Ask a question
Ask a question
Yenitürk "İstanbul Halkevleri Mecmuası" Mart 1941, Cilt: 9, Sayı: 99, Rıza Koşkun Matbaası.
Özgün karton kapağında, çok temiz durumda, 28x20 cm, 30 sayfa, s/b. Yazı işleri müdürü: Yavuz Abadan. Kapak Görseli İstanbul Rumeli Hisarı Surlarından Anadolu Hisarı Surları görünümü. Kapak üzerinde dalgalı posta damgası mevcuttur. Yazılar: Milli Ruh Cevheri, Dr. Yavuz Abadan; İstanbul Surları, Aziz Ogan; İstanbul surları ve Kapılarına Dair Bibliyografya; Ceyhun Atuf Kansu "Sitemler" şiiri, Mana ve Harf, Fuat Köseraif; Lütfü Gökırmak "Koşma", Kalevala, Tahir Alangu; Hamdi Akalın "Kale" şiiri, Altun Ordu İmparatorluğunda Kırım, Dr. Abdullah Zihni Soysal, İstanbul ve Dolayı Coğrafyası, Şeref Kayaboğazı.
Share
Ask a question
Ask a question
HALİD ZİYÂ UŞAKLIGİL KAPAKLI: Fikirler "İzmir Halkevi Dergisi" 31 Mayıs 1945 Sayı: 294-295, Cumhuriyet Basımevi, İzmir.
Özgün karton kapağında, çok temiz durumda, sayfa formaları açılmamıştır, 29x21 cm, 22 sayfa, s/b fotoğraflar ve çizim. Arka kapak içinde Hayrettin Çizer çizimi Türkiye Ziraat Bankası reklamı mevcuttur. Sahip ve Neşriyat Müdürü: Memduh Say. Yazılar: Yahya Kemal hakkında. A. Dinel
Körfez (Şiir), Ahsen Gürtin
Halit Ziya Uşşaklıgil, Dr. Memduh Say
Bir Akşamdı (Şiir), Nahit Hancılar
Priene, Büyük Menderes vadisinde eski bir İonya şehri, Rüstem Duyuran
Bir ilim adamının ölümü; İbrahim Necmi Dilmen, T. Ziya Işıtman
Çayname, [Okakura Kakuzo], Japon Edebiyatı, Hikmet Dizdaroğlu
Gün Bitti (Şiir), Hüseyin Yağcı
Share
Ask a question
Ask a question
SİVAS'TA YAYINLANAN NADİR SANAT - EDEBİYAT DERGİSİ: Ocak F "Aylık Sanat - Düşün Dergisi" Şubat 1962 Yıl:1 Sayı:7 Türk Kültür Derneği Sivas Şubesi Adına Sahibi: Orhan Turan Bozkurt Matbaası, Sivas.
Özgün karton kapağında, çok temiz durumda, 28x20 cm, 26 sayfa, s/b resimler. Kapak görseli ve iç desenler: H. Deniz. Yazılar: Ocak ve su, Galip Terim; Yılanların Öcü ve Ötesi, Bekir Kuzu; Maşukama Gönderdiğim Mektup, Âşık Feryadî, Şiirin Çilesi, Halil Uysal; Düğülcek Çorbası (şiir), Hüzeyin Deniz; Gülen (şiir), Gülöz Birgücü; Sivas Sultanı Kadı Burhanettin, Vehbi Cem Aşkun; Sivas Yollarında, Vedat Karadeli; Başka Evren (şiir), Bilgi Seçilmiş; Acele Yaşamak (şiir), Bir Adam Geldi (öykü), Hüseyin Korkmazgil; Gönlüme Giren Bahar (şiir), Tarık Orhan; Folklor ve Bir Kitap Üzerine, Mehmet Kardeş; Gül ve Genç Adam, Yalçın Alpay, Yurt Basınında Ahmet Hamdi Tanpınar, Melih Cevdet Anday.
Share
Ask a question
Ask a question
SİVAS'TA YAYINLANAN NADİR SANAT - EDEBİYAT DERGİSİ: Ocak G "Aylık Sanat - Düşün Dergisi" Mart 1962 Yıl:1 Sayı:8 Türk Kültür Derneği Sivas Şubesi Adına Sahibi: Orhan Turan Bozkurt Matbaası, Sivas.
Özgün karton kapağında, çok temiz durumda, 28x20 cm, 26 sayfa, s/b resimler. Yazılar: Sanatçı ve Özgürlüğü, Galip Terim; Dikenlice, Selim Eken; Biraz Yeşil Biraz Siyah (şiir), Kutman Ersoy; Yazar ve Sorumluluk, Bekir Kuzu; Aşıklar Derdi, Âşık Feryadi; Kötümserlik, Orhan Turan; Sivas Sultanı Kadı Burhanettin, Vehbi Cem Aşkun; Bende, Semra Tuğcu; Değer Olmamak Vedat Karadeli; Günaydın Anadolu, Tekin Çakıt; Soyut Somut, Edip Cansever; Dört Kadın, İdris Çavuş; Sönen (Küçük Öykü), Yalçın Alpay; Müzik Üstüne, Muammer Sun.
Share
Ask a question
Ask a question
Ülkü "Halkevleri Mecmuası" 1. Cilt: Şubat 1933 - Temmuz 1933 (1- 6. sayılar)
24x18 cm, s/b fotoğraflı, altı sayıdan oluşur. Hâkimiyeti Milliye Matbaası. Ülkü Mecmuası, Erken Cumhuriyet Döneminde Halkevleri bünyesinde 1933-1950 yılları arasında çıkarılan ve içerisinde toplumsal ve kültürel anlamda pek çok makaleyi barındıran süreli bir yayın olarak neşredilmiştir. Halkevlerinin merkez yayın organı niteliğinde çıkartılan Ülkü dergisi, dönemin hâkim anlayışına paralel olarak kurulan Halkevlerinin amaçlarını desteklemek ve hayata geçirilmeye çalışılan inkılâp hareketlerinin fikri temellerini yaygınlaştırmak adına da önemlidir. Konu başlıkları genel olarak edebiyat, dil, sosyoloji, güzel sanatlar, ekonomi, halk terbiyesi, spor ve halk evleri hakkındaki haberlerdir.
Derginin yazarları arasında Dr. Reşit Galip, Behçet Kemal, Akçuraoğlu Yusuf, Ragıp Hulûsi, Ağaoğlu Ahmet, Mehmet Emin [Yurdakul], Mustafa Nihat, Sadri Ertem, Ali Süreyya, Recep Peker, Celâl Sahir, Server Ziya, Fazıl Ahmet, Hâmit Zübeyir, İbnerrefik Ahmet Nuri, Kazım Nami, gibi isimler bulunmaktadır.
Share
Ask a question
Ask a question
Ülkü "Halkevleri Mecmuası" 3. Cilt: Mart 1934 - Ağustos 1934 (13 -18. sayılar)
24x18 cm, Hâkimiyeti Milliye Matbaası.Ülkü Mecmuası, Erken Cumhuriyet Döneminde Halkevleri bünyesinde 1933-1950 yılları arasında çıkarılan ve içerisinde toplumsal ve kültürel anlamda pek çok makaleyi barındıran süreli bir yayın olarak neşredilmiştir. Halkevlerinin merkez yayın organı niteliğinde çıkartılan Ülkü dergisi, dönemin hâkim anlayışına paralel olarak kurulan Halkevlerinin amaçlarını desteklemek ve hayata geçirilmeye çalışılan inkılâp hareketlerinin fikri temellerini yaygınlaştırmak adına da önemlidir. Konu başlıkları genel olarak edebiyat, dil, sosyoloji, güzel sanatlar, ekonomi, halk terbiyesi, spor ve halk evleri hakkındaki haberlerdir.
Derginin yazarları arasında Mehmet Fuat Köprülü, Recep Peker, Tahsin Banguoğlu, Suut Kemal Yetkin, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Ahmet Kutsi Tecer bulunmaktadır.
Share
Ask a question
Ask a question
Derbi "Haftalık Bîtaraf Atçılık Mecmuası" Üç Cilt Takım 1948-1949-1950
Derbi mecmuasının 3, 4 ve 5. cilt takım. Her biri ayrı olmak üzere 3. cilt 12 Mart 1948 tarihli 98. sayı ile 16 Aralık 1948 140. sayı arası; 4. Cilt 25 Mart 1949 141. sayı ile 22 Aralık 1949 177. sayı arası; 5. Cilt 14 Mart 1950 178. sayı ile 4 Ocak 1951 220. sayıları içermektedir. Müessisi: M. Nimet Üyken Sahibi:İhsan Tanver. 28x21 cm, çok sayıda s/b fotoğraf. Basıldığı Yer: Akça Matbaası, Kardeşler Basımevi, Yazılar: Yavuz Senemoğlu. İzmir, Ankara Bahar At yarışları, Cumhurbaşkanlığı koşusu haberleri.
Share
Ask a question
Ask a question
İLK BASKI / BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU KAPAKLI: Halk türküleri, EFLÂTUN CEM GÜNEY, (1896-1981), Yeditepe Yayınları, İstanbul, 1953.
Özgün karton kapağında çok temiz durumda, 17x12 cm, 92, [4] sayfa, 6 adet s/b çizimli. Toplamda 58 türkü bulunur. Eserde Ağam İstanbul'u Mesken mi Tuttun, Burçak Tarlası, Cezayir, Çakır Mustafa, Emir Dağı, Genç Osman, Yörük Ali, Zeynebim gibi türküler derlenmiştir.
Share
Ask a question
Ask a question
İLK BASKI / İNCELEME / EDEBİYAT TARİHİ: Türk edebiyatına toplu bir bakış, HASAN ÂLİ [YÜCEL], (1897-1961), Remzi Kitaphanesi, İstanbul, 1932.
Özgün karton kapağında, bazı sayfaların kenarlarında okuyucu notu mevcuttur, harici çok temiz durumda, 20x15 cm, 159, [15] sayfa. Türk devlet ve siyaset adamı, eğitimci, şair ve yazar. Hasan Âli Yücel çok yönlü bilgiye ve kültüre sahip bir aydın, deneme yazarı, edebiyat ve maarif tarihçisi olarak temayüz etmiştir. Türk Edebiyatına Toplu Bir Bakış isimli kitap liselerin edebiyat derslerine yardımcı kitap olarak kabul edilmiştir. Halk, Tekke ve Divan edebiyatları genişçe anlatılmıştır. Eserdeki başlıca bölümler şu şekildedir: Başlangıç; Cemiyet Hayatına göre edebiyat,
Birinci Kısım: Halk Edebiyatı, Milli Destanlar, Saz Şairleri, Halk Şiirlerinin tahlili,
İkinci Kısım: Tekke Edebiyatı,
Üçüncü kısım Divan Edebiyatı,
Kitabın son kısmında Kaynaştırma Cetveli Türk ve Dünya Edebiyatında (Kaynaklardan XIX. Asra kadar) bulunmaktadır, bu kısmın sayfa formaları açılmamıştır.
Share
Ask a question
Ask a question
BÜYÜK ŞÂİRİN ÜÇ ŞİİR KİTABI BİR ARADA: 835 satır - Sesini kaybeden şehir - Varan 3, NÂZIM HİKMET [RAN], (1901-1963), İzlem Yayınları, İstanbul, 1966.
Özgün karton kapağında, çok temiz durumda, 20x14 cm, 175, [9] sayfa. S/b tıpkı basım sayfalar. Güneşi İçenlerin Türküsü, Salkımsöğüt, Orkestra, Piyer Loti, Makinalaşmak, Açların Gözbebekleri, Gövdemdeki Kurt, Bahri Hazer, Yangın, Yanardağ, Sanat Telâkkisi, Korsan Türküsü, Rodos Heykeli, Jokond’un Hatıra Defterinden Parçalar, Berkley, Sesini Kaybeden Şehir, Kerem Gibi, Nikbinlik gibi şiirleri mevcuttur. Nazım Hikmet’in “Putları Yıkıyoruz” sloganıyla yola çıktığı 835 Satır adlı şiir kitabı edebiyat çevrelerinde geniş yankı uyandırmıştır. Şairin gür sesiyle deneysel tarza yazdığı şiirlerde teknolojinin ön plana çıkarıldığı, modern dünyanın önemli olduğu, bu anlamda Fütürizmle de birebir ilişkisi bulunan görmekteyiz. 835 Satır kitabında bulunan Makinalaşmak, Orkestra gibi şiirler uzun yıllar tartışılmıştır. 1930 Varan 3 ve “Sesini Kaybeden Şehir” adlı şiiri ve 1931’de ilk beş kitabında yer alan şiirleri nedeniyle açılan davalar aklanmaya sonuçlandı. Güneşi İçenlerin Türküsü, Salkımsöğüt, Orkestra, Piyer Loti, Makinalaşmak, Açların Gözbebekleri, Gövdemdeki Kurt, Bahri Hazer, Yangın, Yanardağ, Sanat Telâkkisi, Korsan Türküsü, Rodos Heykeli, Jokond’un Hatıra Defterinden Parçalar, Berkley, Sesini Kaybeden Şehir, Kerem Gibi, Nikbinlik gibi şiirleri mevcuttur. Bu bir türkü:-
toprak çanaklarda
güneşi içenlerin türküsü!
Bu bir örgü:-
alev bir saç örgüsü!
kıvranıyor;
kanlı; kızıl bir meş’ale gibi yanıyor
esmer alınlarında
bakır ayakları çıplak kahramanların!
Ben de gördüm o kahramanları,
ben de sardım o örgüyü,
ben de onlarla
güneşe giden
köprüden
geçtim!
Share
Ask a question
Ask a question
TİYATRO / ABİDİN DİNO ÇİZİMİ KAPAKLI: Bir ölü evi veya merhumun hanesi, NÂZIM HİKMET [RAN], (1901-1963), Dost Yayınları, Ankara, 1966.
Özgün karton kapağında, ilk sayfada okuyucu ismi mevcut, Devin Özgün Çınar kütüphanesinden, 20x14 cm, 80 sayfa. Kapak Resmi: Abidin Dino imzalıdır. Gülünçlü komedi 3 Perde 11 Tablo. Aile içinde ölenin bıraktığı paranın peşine nasıl düşüldüğünün anlatıldığı Bir Ölü Evi yahut Merhumenin Hanesi'nde insanların sahtelikleri ve çıkar düşkünlükleri bir başka boyutta anlatılmıştır. İlk olarak 1932’de yayınlanan eser 1934’te Darülbedâyi’de sahnelenmiştir. Bir Ölü Evi veya Merhumun Hanesi adlı oyunda henüz ölmüş bir babanın hemen arkasından o gün evde geçen olayları çok ince bir güldür havasında vermektedir. Nazım hikmet’in en iyi oyunlarından biri kabul edilir.
Share
Ask a question
Ask a question
TİYATRO: Şöhret veya unutulan adam, NÂZIM HİKMET [RAN], (1901-1963), Dost Yayınları, Ankara, 1966.
Özgün karton kapağında, çok temiz durumda, 20x14 cm, 67 sayfa. Kapak Düzeni: Salim Şengil. Oyun, iki perde altı tablo. Oyun Şehir Tiyatrolarında sahnelenmiştir. Unutulan Adam 'da meşhur bir doktor karısı tarafından aldatılınca,
ameliyatla kızını öldürür ve kendisini ihbar ederek cezalandırılmasını sağlar.
Evine döndüğü zaman karısının kendisini çoktan unuttuğunu ve yardımcısıyla
yaşadığını görür. Bir zamanlarki şöhretini kendisine hatırlatacak belgeleri alıp gider. Bu eserde ünlü Medea mitosu tersine çevrilmiştir.
Share
Ask a question
Ask a question
TİYATRO / ABİDİN DİNO ÇİZİMİ KAPAKLI: İnek, NÂZIM HİKMET [RAN], (1901-1963), Dost Yayınları, Ankara, 1965.
Özgün karton kapağında, çok temiz durumda, 20x14 cm, 94 sayfa. Kapak Deseni: Abidin Dino. Oyun üç perde. Her şey küçük bu «İnek» oyununda. Kişiler, çevre, alınyazıları, geçen olayların hepsi küçük. Kısacası küçük insanların serüveni... Ana, kız, çocuk, damat adayı, yaşlı öğretmen. Hepsi bu. Burun direğimizi sızlatan bir gerçekçilik içinde küçük bir ailenin, küçük bir dramı var karşımızda. Temel taşları güzelce oturtulmuş, örgüsü ustaca örülmüş bir oyun. İneğin ölmesine sevinen oyun kişilerinin sevincinde kendi kurtuluşumuzu buluveriyoruz. Seyrederken kimbilir ne olur ya, okurken bile bizi kendinin içine çeken bir oyun. İnek'te sembol olarak kullanılan inek, sahiplerine refah getirecek yerde onları sömürmüştür. Aile fertleri ise onun kendileri için önemini , değerini tekrarlayarak, kendilerine nasıl zarar verdiğini bir türlü anlayamazlar. Bu eserin temasına hem yerli hem de yabancı tiyatro metinlerinde çokça rastlanmaktadır.
Share
Ask a question
Ask a question
TİYATRO / ABİDİN DİNO ÇİZİMİ KAPAKLI: Ferhat ile şirin (Bir aşk masalı), NÂZIM HİKMET [RAN], (1901-1963), Dost Yayınları, Ankara, 1965.
Özgün karton kapağında çok temiz durumda, 21x14 cm, 104 sayfa. Kapak Deseni: Abidin Dino. Oyun üç perde. Yazarın bir halk hikâyesini oyunlaştırdığı ünlü eseri Ferhat ile Şirin'dir. Halk hikâyesinde aşkın gücü ve acıları anlatılır. Nazım Hikmet aşk duygusunu daha yüce bir amaca, toplum çıkarları uğruna tabiatla savaşmaya yöneltmiştir. Ferhat, Şirin 'in ölüm haberini alsa da işine devam eder. Burada ferdin kendi acısını aşarak kendisini daha yüksek bir amaca/topluma adaması söz konu sudur. Eser bir bale olarak da bestelenmiş ve oynanmıştır.
Share
Ask a question
Ask a question
TİYATRO / ABİDİN DİNO ÇİZİMİ KAPAKLI: Enayi, NÂZIM HİKMET [RAN], (1901-1963), Dost Yayınları, Ankara, 1965.
Özgün karton kapağında çok temiz durumda, 20x14 cm, 98 sayfa. Kapak Deseni: Abidin Dino. Oyun üç perde. Sanatçı bu oyununda gerçekçi bir görüşle kişilerini geliştirmekte ve giderek kuvvetli birer karakter haline getirmektedir. Bu kişiler arasında en önemlisi bir avukattır. Topluma, çevresine faydalı olmaya çalışan dürüst, ahlâklı bir insan... Bunun karşısında, kişisel çıkarlarıyla direnen bir toplumun bireyleri... Bu iki çekişme arasında gitgide gelişen dramatik yön, sağ- lam diyaloglarla, insanlığın dramını ustaca ortaya koymaktadır.
Share
Ask a question
Ask a question
ŞİİR / İLK BASKI: Rubailer, NÂZIM HİKMET [RAN], (1901-1963), De Yayınevi, İstanbul, 1966.
Özgün karton kapağında çok temiz durumda, 20x14 cm, 34, [2] sayfa. Kapak Düzeni: Sait Maden. Yayına hazırlayan; Memet Fuat. PİRAYE'ME RUBAİLER
Sana yazdığım şeyleri zaten şu son sekiz yıl içinde ne yazdım ki sana ait olmasın beğenmen beni nasıl bahtiyar ediyor, tasavvur edemezsin. Seni sevmek, seni düşünmek, senin için çalışmak ve her şeye rağmen seni yüzde yüz, katkısız bahtiyar edebilmek ümidini bir an olsun kaybetmemek, geri kalan ömrüm yüz misli uzun olsa da onu doldurmaya, onu mânali ve yaşanmaya değer kılmaya yeter.
Share
Ask a question
Ask a question
TİYATRO / İLK BASKI: Sabahat, NÂZIM HİKMET [RAN], (1901-1963), De Yayınevi, İstanbul, 1966.
Özgün karton kapağında, ilk sayfada Cumhuriyet Kitap Kulübü kaşesi mevcuttur, çok temiz durumda, 20x14 cm, 100, [4] sayfa. Kapak Düzeni: Sait Maden. Nazım Hikmet Sabahat adlı oyunu 1948 yılında yazmıştır. Bahsi geçen oyun 1966 ise yılında kitap olarak basılmıştır.
Türkiye’deki tek partili yılların izlerini sıkça rastlayacağımız bahsi geçen oyunda bürokrasinin ve üst kesimin ülke ve sosyal yaşam üzerindeki etkisi söz konusudur. Oyunda üst kesim avam kesimi ezdikçe ezmeye devam eder. Bununla birlikte halk ise ezilmemek için türlü mücadeleler verir. Oyun bu iki eylem arasında çatışmayla süre gelmektedir. Merkezde ailesi olmayan Sabahat adlı on altı-on yedi yaşlarında bir kız çocuğu vardır ve olaylar onun etrafında gelişmektedir. Evlatlık olarak büyütülen Sabahat bir fabrikada işçi olarak çalışmaktadır. Onu evlatlık alan ailede ise Yılancı İbrahim lakaplı, işsiz, asalak bir baba vardır. Üvey annesi ve Sabahat çalışırken o eve gelen parayı çarçur etmekte ve yan gelip yatmaktadır. Bunun üzerine yoksunluktan bıkan aile, bolca para karşılığında Sabahat’ı fabrika patronunun oğluyla evlendirmeye çalışırlar. Sabahat ise uğradığı bu büyük mağduriyet karşısında verem hastalığına yakalanır fakat hayatın bir ucundan tutup yaşamaya devam eder. Nazım Hikmet bütün bu olaylar silsilesi arasında debelenen Sabahat ve onun gibilerin hikayesini bir ezen-ezilen çatışması içerisinde anlatır.
Share
Ask a question
Ask a question
TİYATRO / İLK BASKI: Ocak başında / Yolcu, NÂZIM HİKMET [RAN], (1901-1963), Pınar Yayınevi, İstanbul, 1966.
Özgün karton kapağında, çok temiz durumda, 20x14 cm, 120 sayfa. Kapak Düzeni: Sait Maden. Ocak Başında; Manzum Piyes bir perde, Yolcu; Piyes üç perde. İlk Baskı. Nâzım Hikmet (1902-1963)’in 1941 yılında yazdığı bir tiyatro oyunu. Kurtuluş Savaşı’nın yoğun olarak yaşandığı 1921 yılında geçen oyunda devrilen telgraf direği sonrası dış dünya ile bağları kopan tren istasyonunda yaşananlar anlatılırken, hem bireylerin ülkede olan bitene karşı duyarsız, ilgisiz kalışları işleniyor; hem de her dönemde yaşanan umursamazlıkla buluşan insan yaklaşımının eleştirisi yapılıyor. İstasyon Şefi, karısı ve makasçının yalnızlıkları, iletişimsizlikleri ve karşılığı olmayan kuşkucu bakışlarının biçimlediği süreç, “Atlı”nın gelmesiyle değişirken, dünyayı daha geniş bakış açısıyla anlamanın önemi vurgulanıyor.
Share
Ask a question
Ask a question
Yusuf ile menofis, NÂZIM HİKMET [RAN], (1901-1963), İzlem Yayınları, İstanbul, 1967.
Özgün karton kapağında, çok temiz durumda, 20x14 cm, 78 sayfa. Menofis ölürken Yusuf’a şöyle der: “Sen Tevrat’a göre 110 yaşında öleceksin, bense kırk yaşında ölüyorum. Hâlbuki ilimizde binlerce yıl yaşayacağız. Sonra, binlerce yıl sonra sen artık bir daha dirilmemek üzere öleceksin, bense yaşamakta devam edeceğim. Yaşamak güzel şey. Firavun ve Rab seninle olsun Yusuf, hayat benimledir.”
Share
Ask a question
Ask a question
İLK BASKI / ROMAN / CUMHURİYETİN İLK KADIN YAZARLARINDAN: Sönen ışık, MEBRURE HURŞİT, (1907-1992), Sühulet Kütüphanesi, İstanbul, [1930].
Yayıncısının özgün kırmızı bez cildinde, kapakta ve sırtta altın yaldızlı yazar ve kitap ismi klişeli, arka kapakta kabartma ile yayıncı adı yazılıdır, ciltte yıpranmalar mevcut harici çok temiz durumda, 23x16 cm, 256 sayfa. Mebrure Hurşit [Sami Alevok (Koray)]: Çevirmen, yazar Mebrure Alevok; Cumhuriyet döneminin ilk kadın yazarlarından. Biyografi, seyahat, anı, senaryo, roman, hikâye türlerinde telif eserler yazdı. Fransızca ve Almanca dillerinden çeviriler; tiyatro oyunu, hikâye, roman adaptasyonları yaptı. Alevok’un telif eserleri popüler roman türünde aşk hikayeleridir. Batılı edebi tarza geçiş demek olan roman dünyasında popüler roman; hem “soyguncu” bir tarz hem de “okuma alışkanlığı olmayan bir halka edebi zevk aşılama” vesilesi olarak görüldü. Mebrure Alevok, pek çok önemli edebi eseri gayretle çevirdi. Avrupa ve dünya yazınını memlekete taşıyanlardan biri oldu. Bu anlamda, popüler romancı tabirinin ötesinde bir yazın dünyası emekçisidir. İlk eserleri, 1927 yılında gazetede ilk telif hikayesi Gözyaşından Kahkahaya; 1929 yılında Milliyet’te tefrika edildikten sonra 1930’da kitap haline getirilen ilk telif romanı Sönen Işık, ilk kocasının soyadı, Mebrure Hurşit adıyla yayınlandı. Daha sonra çok âşık olarak Sami Koray ile evlendi, bu dönemdeki eserleri Mebrure Sami Koray ismi altında yayınlandı. 17 yılın sonunda bitirdiği bu ilişkiden eserlerini de ithaf ettiği oğlu -daha sonra denizcilik üzerine popüler romanlar yazarı olacak olan- Yaman Koray doğdu. İkinci kocasından da boşanan yazarın eserleri artık babası Ömer Lütfi’nin soyadı, Alevok adıyla yayınlandı. Hem çocukluğu hem ilk gençliği çeşitli versiyonlarıyla erkeklerin zorbalıkları ile çevriliydi. Bu hayat tecrübelerini 70’li yaşlarına geldiğinde, anı kitabı Geçmişte Yolculuk isimli eserinde dile getirdi.
Share
Ask a question
Ask a question
Kitâb-ı mukaddes yâni ahd-i atîk ve ahd-i cedîd: an-asl muharrer bulunduğu İbranî ve Keldanî ve Yunanî lisanlarından bi't-tercüme, Boyacıyân Agop Matbaası, İstanbul, 1885.
Yayıncısının özgün gofre desenli cildi içerisinde, 27x19 cm, Osmanlıca, [4], 1422, [2] sayfa. Maarif-i Umumiye Nezâret-i Celilesinin 14 Muharremü’l-haram 1301 ve 3 Teşrin-i sâni 1299 tarihli ve 752 numaralı ruhsatnamesiyleve İngiliz ve Amerikan Bibl Şirketleri mesarifiyle. Bir adet fihrist sayfası, kitabın sonunda Kitab-ı Mukaddeste zikr olunan mikyas ve evzân ve akçelerin takriben mikdar ve kıymetlerini mübeyyen (açıklayan) cetvel bulunur. BDK - MİL - ÖZEGE; 10956.
Share
Ask a question
Ask a question
GÜZEL CİLTLİ: Nûrü’l-beyân-Kur’ân-ı Kerîm’in Türkçe Tercümesi [1. Cilt], MÜTEADDİD TEFSİRLERE MÜRACAATLA BİR HEY'ET TARAFINDAN YAZILMIŞTIR [HÜSEYİN KÂZIM KADRİ], Matbaa-i Âmire, İstanbul, AH 1340 (1924)
Ön yüzü altın yaldızlı ve kabartmalı "Mekâtib-i Umumiye talebesine Mahsus" yazılı ve Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye armalı, arka yüzü altın yaldızlı kabartma üzerinde "Albüm" yazılı bordo bez cilt içerisinde, cillte hafif yıpranmalar mevcuttur, ilk sayfada Osmanlıca olarak okuyucu notu mevcuttur, 25x17 cm, Osmanlıca, [4], 600, [1] sayfa. Eserin başlangıç kısmında Kitaphane-i İslâm sahibi İbrahim Hilmi tarafından bir ön söz yazılıdır. "Kur'an-ı Kerim'in Türkçe tercümesinin hususunda on beş senedir çalışıyorum. Bu sa'i ve sebatımın bir berâtı mükâfatı şu nüsha-i güzîni tâb' etmekle Türk vatandaşlarıma bir hidmet- dindâranede bulunduğuma kâilim." Nûrü’l-beyân-Kur’ân-ı Kerîm’in Türkçe Tercümesi (I, İstanbul 1340) Adliye nâzırlarından Antepli Mustafa Efendi ile Hüseyin Kâzım’ın da yer aldığı bir heyet tarafından hazırlanan iki büyük ciltlik eseri birinci cildi. Ayetlerin Arapça aslından sonra kısa anlamları verilmeye çalışılmıştır. Bazı âyetler için “izah” başlığı altında çeşitli açıklamalar yapılmıştır. Kelime ve terimlerin izahları dipnotlarla belirtilmiş, özellikle ilk fasiküllerde konuyla ilgili diğer âyetlere de işaret edilmiştir. Eserin sonuna bir de sözlük konulmuştur. Nûrü’l-beyân alelacele hazırlanıp yayımlandığından fahiş hataları sebebiyle hem Diyanet İşleri Reisliği hem de Sebîlürreşâd mecmuası tarafından tenkit edilmiş ve güvenilir olmadığı belirtilmiştir. Nûr'ül-beyân, Hüseyin Kâzım Kadri, Matbaa-i Âmire, İstanbul, 1340 (Rumi), 1924 (Miladi). BDK-ÖZEGE; 15569. Sahib ve tâbi' : Kitaphane-i İslâm sahibi İbrahim Hilmi
Share
Ask a question
Ask a question
Der Heilige Qur-ân : Arabisch und Deutsch, HAZRAT MIZRA BASHIR-UD-DIN MAHMUD AHMAD, [1889-1965), Verlag Der Islam, Zürich, 1959.
Yayıncısının özgün cildi içerisinde, çok temiz durumda, 22x16 cm, Arapça - Almanca,153, 653 sayfa.
Share
Ask a question
Ask a question
Contes et Légendes des Pays d'Orient, CHARLES DUMAS, Fernand Nathan Editeur, Paris, 1947.
Yayıncısın özgün cildinde, cilt kenarları yıpranmış harici çok temiz durumda, 19x14 cm, Fransızca, 277, [3] sayfa, s/b ve renkli resimli. Pierre Rousseau imzalı 9 adet renkli resim sayfası mevcuttur. İçindekiler: Binbir Gece Masalları,
Share
Ask a question
Ask a question
Le siege la prise et le sac de Constantinople : par les Turcs en 1453, GUSTAVE [LEON] SCHLUMBERGER, (1844-1929), Librairie Plon, Paris, 1935.
Yayıncısının özgün cildinde, cilt sırtı bez üzerine altın yaldızlı kitap adı ve yayıncı yazılı, çok temiz durumda, 19x12 cm, Fransızca, 312, [5] sayfa, s/b resim ve fotoğraflı, iki adet harita sayfası; 1570'te Venedik'te Jacques Franco tarfından yazınlanan Bizans dönemi İstanbul'u, Kuşatmanın son günlerinde Türk askerlerinin konumu.
Share
Ask a question
Ask a question
BAŞLANGICINDAN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE TARİHİ: Histoire de la Turquie depuis les origines jusqu'a nos jours, COLONEL LAMAUCHE, Payot, Paris, 1934.
Yayıncısının özgün kırmızı cildinde, çok temiz durumda, 22x15 cm, Fransızca, 427 sayfa, beş adet s/b harita sayfası. Haritalar: L'Empire Ottoman dans sa plus grande etendue (Fin du XVI. siecle), Les limites septentrionales de l'Emprie Ottoman au XVI. et au XVIII. siecles, Les delimitations des preliminaires de San-Stefano et dutraite de BerlinLa Turquie d'Europe de 1800 a 1913., La Turquie actuelle. Galip Kemali Söylemezoğlu tarafından 1942 yılında dilimize çevrilen eser, Türk tarihi hakkında en kapsamlı bilgiyi veren eserlerden biridir.
Share
Ask a question
Ask a question
Die Balkanstaaten und ihre Völker: Reisen, Beobachtungen und Erlebnisse. Mit 33 Abbildungen [Balkan Devletleri ve halkları: Seyahat gözlemler ve deneyimler, 33 illustrasyon ile], ERNST VON HESSE-WARTEGG, (1854-1918), Verlg Friedrich Pustet, Regensburg, 1917.
Yayıncısının özgün cildinde, cilt üzerinde renk değişimi ve yıpranma mevcuttur, harici temiz durumda, 22x16 cm, Almanca, 289, [1] sayfa, s/b fotoğraf ve resimler. Kitap Gotik harfli Almanca'dır.
Share
Ask a question
Ask a question
ORHAN PAMUK'UN İSTANBUL'U İTALYANCA İLK BASKI: Istanbul [İstanbul hatıralar ve şehir], ORHAN [FERİT] PAMUK, Einaudi, Torino, 2006.
Yayıncısının özgün bez cildinde ve şömizli, şömizinde yıpranma mevcuttur, harici temiz durumda, 23x14 cm, İtalyanca, [6], 384, [6] sayfa, s/b fotoğraflar. Dünyaca ünlü romanlarıyla tanıdığımız Orhan Pamuk’un İstanbul’u, yazarın hatıralarının değişmez ve büyüleyici fonu. Çocukluğunu, gençliğini, ailesini İstanbul’un ruhundan geçirerek anlatan Orhan Pamuk bize dünyanın en güzel birkaç şehrinden birinin dünyasında bıraktığı izleri anlatıyor. Yazar için söylenen "Sayın Orhan Pamuk, İstanbul’u Dostoyevski’nin St. Petersburg’u, Joyce’un Dublin’i ve Proust’un Paris’i gibi dünyanın her köşesinden okurların kendi hayatlarını yaşar gibi tanıyıp, bir ikinci hayat sürecekleri vazgeçilmez bir edebi şehir yaptınız!" sözünü kanıtlar nitelikte eserin ilk baskısından üç yıl sonra yapılan İtalyanca çevirisi. İtalyanca çevirisini yapan Şemsa Gezgin. Eserde yazarın kendi kişisel albümünden fotoğrafların yanı sıra Ara Güler başta olmak üzere İstanbul'un büyük fotoğrafçılarının çektiği kareler hikâyeye eşlik ediyor.
Orhan Pamuk İstanbul'da, hayatının ilk yirmi iki senesini bir büyüme ve olgunlaşma romanına dönüştürüyor. Yazarın çocukluğu ve ilk gençliğinin hikâyesi ve aile tarihiyle İstanbul'un bir imparatorluk başkentinden 20. yüzyıl başlarında yıkıntılarla ve hüzünle dolu bir şehre dönüşmesinin hikâyesi olan İstanbul - Hatıralar ve Şehir, yalnızca Pamuk'un bir İstanbul yazarı olarak ününü sağlamlaştıran kitabı değil, aynı zamanda tüm dünya edebiyatında bir şehrin ruhu hakkında yazılmış en derin kitaplardan biri.
Share
Ask a question
Ask a question
EVLİYA ÇELEBİ’NİN SEYAHATNÂME’SİNİN AVUSTURYA VE VİYANA İLE İLGİLİ KISIMLARININ ALMANCA’YA TERCÜMESİ: Im Reiche des goldenen Apfels Des tuerkischen Weltenbummlers Evliyâ Çelebi denkwuerdige Reise in das Giaurenland und in die Stadt u. Festung Wien anno 1665, RICHARD F. KREUTEL, (1916-1981), Verlag Styria, Graz, Wien, Köln, 1963.
Özgün karton kapağında, kapakta hafif renk değişimleri mevcuttur, harici çok temiz durumda, 19x12 cm, Almanca, 292 sayfa. Richard Franz KREUTEL,
(1916-1981)
Avusturyalı Türkolog. Yazara göre Osmanlılar üzerinde çalışan bir âlimin görevi Türkçe, Arapça veya Farsça yazılmış Osmanlı tarihi kaynaklarını filolojik metin tenkidine tâbi tutmak, yayımlamak ve tercüme ederek bu dilleri bilmeyen ilgililerin hizmetine sunmaktır (Kreutel – Teply, s. 15-16). Bu çerçevede 1955 yılından itibaren “Osmanische Geschichtsschreiber” başlığıyla neşrine başlanan ve çoğunluğu, Osmanlılar’ın Avusturya-Macaristan seferleriyle ve Viyana kuşatmalarıyla ilgili hâtırat ve vekāyi‘nâme türü eserlerin dipnotlu tercümelerinden oluşan serinin sekiz cildini kendisi hazırlamıştır. Im Reiche des Goldenen Apfels: Des türkischen Weltenbummlers Evliyâ Çelebi denkwürdige Reise in das Giaurenland und in die Stadt und Festung Wien anno 1665 (Graz-Wien-Köln 1957, 1963; Erich Prokosch ve Karl Teply tarafından genişletilmiş baskısı 1987). “Osmanische Geschichtsschreiber” serisinin II. cildi olarak neşredilen eser Kreutel’in doktora tezinin basılmış hali olup Evliya Çelebi’nin Seyahatnâme’sinin Avusturya ve Viyana ile ilgili kısımlarının Almanca’ya tercümesidir.
Share
Ask a question
Ask a question
Islam: its origin and spread in worlds, maps and pictures, DR. F. R. J. VERHOEVEN, Routledge&Kegan Paul, London, 1962.
Yayıncısının özgün yeşil bez cildinde çok temiz durumda, 22x15 cm, İngilizce, 87, 32 sayfa, s/b fotoğraf ve resimler. Son 32 sayfasında renkli harita ve plân eki mevcuttur. Haritalar: The spread of Islam most important centres of Islamic studies,
The rise of Islamand its expansion till 661,
The Umayyad caliphate 661-750, The conquest of Spain,
The conquest of Sicily an southhern Italy by the aghlabids,
The abbasid caliphate in the ninth century,
The Decline of the Abbasid caliphate,
The Empire of sultan Mahmud of Ghazna,
The Ghurid Empire of Afghanistan and its Conquest of Northern India,
The muslim west,
The Indian ocean and the far east,
The Mughul sultanate in Indian in the sixteenth century,
The Mughul Empire in the seventeenth century,
The spread of Islam in the Indonesian archipelago,
The growth of the Ottoman empire From the Early Fourteenth Century till 1683
The Ottoman Sultanate From 1683 till the First Balkan War (1912)
The Muslim East in the Twentieth Century legend for Saudi Arabia:
The Muslim East in the Twentieth Century.
Share
Ask a question
Ask a question
MİDİLLİ GEMİSİNİN KAPTANININ GÖZÜNDEN / I. DÜNYA SAVAŞI: Die Fahrten der "Breslau"im erwarzen meer, KARL DÖNITZ, (1891-1980), Ullstein, Berlin, 1917.
Özgün karton kapağında, kapak kenarları yıpranmış harici çok temiz durumda, 17x11 cm, Almanca, 156, [4] sayfa, s/b fotoğraflı.
Share
Ask a question
Ask a question
Sultan II'inci Abdülhamit ve bugünkü muarızları, [MEHMET] RAİF OGAN, (1887-1976), Bedir Yayınları, İstanbul, 1965.
Özgün karton kapağında, çok temiz durumda, 20x14 cm. Sultan II’inci Abdülhamid ve Bugünkü Muarızları : Peyami Safa’nın Sultan II. Abdülhamid’in kızı Ayşe Sultan’la yaptığı ve Milliyet gazetesinde yayımladığı konuşmada padişah hakkında hakarete varan ithamları cevaplandırmak ve tarihî gerçekleri ortaya koymak üzere kaleme alınmış ve yayımlandığında büyük ilgi görmüş olan eserin ikinci baskısına Abdurrahman Şeref Bey’in “Sultan Abdülhamîd-i Sânî ve Sûret-i Hal‘i” ile Ahmed Refik’in [Altınay] “Sultan Abdülhamîd-i Sânî’nin Na‘şı Önünde” başlıklı makaleleri de ilâve edilmiştir (İstanbul 1965). Ben bu kitabımda Abdülhamid devrinin bir tarihini yazmak iddiasında değilim. Bu; tarihin ne demek olduğu nu ve nasıl yazılmak icab eylediğini bilenlere âiddir. Ben, sadece iftiraları, yahud iftira olduğuna benim inandıklarımı red ve cerh edeceğim. Tarihi bir Türk şahsiyetini garez ve iftiradan tebrbiyeye çalışacağım. Kitabın ilk basımında dahi kayd eylediğim üzere, şahsen saltanat hanedanından ne kimseyi tanımış, ne de intisab eylemişimdir. Sarayla uzakdan ve yakından hiçbir alakası olmamış bir âiledenim. Tarihi şahsiyetlere karşı ne muhabbet, ne de nefret beslerim. Fakat rahmet-i Rahman'a intikal eylemiş ve kendilerini savunma imkân kalmamış Türk büyüklerine hakaret olunmasına da tahammül edemem. Bu itibarla kitabımı, sadece II. Abdülhamid'i iftira ve hakaretlere karşı tenzih maksadıyla yazdım. Bu bir tarih değil, belki müfteriyata reddiyedir. Tam mânasiyle tarafsızım. Yazdıklarımın bir kıs mı içinde yaşadığım geçmiş devre müteallik müşahedatıma, bir kısmı da vesikalara dayanır. (Önsöz'den)
Share
Ask a question
Ask a question